Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Hayır ve hasenat düşmanları utanma nedir bilirler mi acaba?..

Hayır ve hasenat düşmanları utanma nedir bilirler mi acaba?..

Soruyu genişleterek bir daha soralım. “Deniz Feneri davasında Ramazan-ı Şerifi milletin burnundan getirenler, utanma nedir bilirler mi acaba?” Bu soruyu Türkiye’de ve dünyada vicdan sahibi kime sorarsanız sorun, alacağınız cevap “bilmezler” olacaktır.
Geçmişte yaptıklarını bir tarafa bırakın, sadece Deniz Feneri davasında düştükleri durumdan dolayı el içine çıkacak yüzleri olmamalı malûm şahısların. Tabiî bu özellik de yine ilgili kişi ve adamlarına göre değildir. El içine de çıkarlar, düğüne bayrama da katılırlar.
Allah böylelerin şerrinden memleketimizi ve milletimizi koruduğu gibi diğer dünya memleketlerini ve milletlerini de korusun. Hatta ve hatta kendi ailelerinden bile korusun. Çünkü bu mantıktaki insanlar, öyle tehlikeli, öyle tehlikelidirler ki; kendileri başta olmak üzere herkese zarar verebilirler. Yakmak, yıkmak, yok etmek, bunların imanı gereğidir.
Ne oldu şimdi? Ne geçti ellerine? Şu mübarek günleri halkımızın burnundan fitil fitil getirdiler, insanların yardımlaşma duygularını ciddi şekilde zedelediler, yardım kuruluşlarını töhmet altında bıraktılar, insanların ibadet duygularının içine şüphe ile hile karıştırdılar ve bu ayda işlenecek pek çok hayrın önüne geçtiler. Ne geçti ellerine peki?
Almanya Deniz Feneri davası bugün ya da yarın sonuçlanacak. Şu ana kadar yapılan açıklamalara göre siyasetten ve medyadan belli adamların heva ve heveslerini kursaklarında bırakacak bir sonuç çıkacağa benziyor. Gerçi bu adamların kursakları, her geleni sorgusuz sualsiz aşırdıkları için kolay kolay tıkanmaz.
Bu arada Deniz Feneri davasının asıl kahramanları yukarıda zikrettiğimiz siyaset ve medyadan malûm çevreler değil. Esas oğlan, Ergenekon Terör Örgütü’nün en önde gelen isimlerinden Doğu Perinçek ve adamları olduğunu da en başa koymalıyız. Alman mahkemelerine bilgi (!) ve güya belge (!) verenler, Doğu Perinçek ve adamlarıdır.
Hatta Türkiye’deki Deniz Feneri’ne de dava açılmasını isteyen yine Ergenekon Terör Örgütü’ne üyelik ve yataklık etmekten tutuklu bulunan Doğu Perinçek ve adamları. Yani medya ve siyaset adına konuşan diğerleri ve adamları, Doğu Perinçek’in figüranlığını yapmaktan başka bir şey yapmış değiller. Arkalarında bir güç olmadan zaten beceremezler.
Bu adamların istediği; ülkede huzursuzluk çıksın, halkın milli ve manevi mukavemeti kırılsın, hayır ve hasenat işleri yüzünden meydana gelmeyen sosyal patlamalar olsun, bu sosyal patlamalardan istedikleri gibi nemalansınlar, kasalarını doldursunlar, cüzdanlarını şişirsinler, gerisi ne olursa olsun. Yeter ki; bunların dünyası mamur olsun.
Almanya Deniz Feneri davası başladıktan sonra, ne kadar fitre, zekat ve diğer yardımlarda bulunmak isteyen insanlarla karşılaştıysam, her birinin yüzünde acı bir tebessüm, derin bir üzüntü ve “Neden biz hep bu hale düşüyoruz” sorusu vardı.
Evet, hayır ve hasenat düşmanlarının verdiği mücadele sonucunda, bütün hayır kurumları bu yıl Ramazan ayında ulaşmaları gereken muhtaç ailelere istedikleri gibi ulaşamadılar. Ramazan ayının bereketinden, hayrından istifade edebilecek fakir fukara, bu adamların meydana getirdiği kaoslar yüzünden yardımsız ve kimsesiz kaldılar.
Yalnız şu unutulmamalı; sadece o muhtaç insanların bedduaları bile malûm kişi ve kişileri, cehennem ateşine sürüklemeye yetecektir. Bu gerçeğe inanmayanlar varsa, Zekeriya Beyaz dışında sokaktan geçen herkese sorsunlar, “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bütün insanlar; mazlumun bedduasının gerçekleşeceğini söyleyecektir.
Hayır işlerinde yapılan yanlışlıkları görmezden gelmek gibi bir düşüncemiz ve niyetimiz elbette olamaz. Eğer suçlu varsa mutlaka cezasını çekecektir. Cevizin dışına bakarak; “Bu ceviz tamamen çürük” demek, ne insafa, ne vicdana, ne de imana asla sığmaz.
Neyse, yazıyı İzmir’den bir Deniz Feneri bağışçısının ifadesiyle bitireyim. İzmir’de yaşayan bir Deniz Feneri gönüllüsü, geçtiğimiz gün bir miktar bağışta bulunur. Bağışı kabul eden görevli sorar; “Bey amca, fitre mi, zekat mı?..” Bağışçı da şu cevabı verir; “Ne fitre, ne zekat, Deniz Baykal’a inat oğlum..”
Bu adamlara ve bunlar gibilere inat olarak Deniz Feneri ve diğer bütün hayır kurumlarımıza sınırsız desteklerimiz sürmelidir. Aksi takdirde malûm kişi ve kişiler, toplumdaki her türlü milli ve manevi değerleri yok etmek için, ellerinden geleni arkalarına koymayacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi