Düğümü önce kim attı ona bakmak lazım...      

Birleşik muhalefet...

Paralel yapılanma da dahil, özellikle Erdoğan’ın diktatörlüğüne yüklenerek tek başlı iktidardan çok başlı iktidara geçmeyi başardı. 

Şimdi her kafadan bir ses çıkıyor....

Ucunu bıraksan sele gidecek.

İnanın, iktidarın içinden dışından hazır bekleyen kıtalar bir gecede varı yoğu yağmalarlar.

Bu ülke bunları çok yaşadı.

Bir sefer daha yaşansın istemiyoruz.

İşte görüyorsunuz.

Ülkeyi yönetecek koalisyon hükümeti bir türlü kurulamıyor. 

Biri o tarafa çekiyor, diğeri bu tarafa çekiyor.

İyi mi oluyor?..

“Her şerrin bir hikmet yönü vardır”, gözlüğü ile biraz da bakalım olaylara.

Şüphesiz, ülkenin çok başlılığa sürüklenmesinde AK Parti’nin da kabahati yoktur diyemeyiz.

Yaptıkları var, yapmadıkları var... 

Özellikle yol arkadaşı deyince, her aklına düşenle yollara düşersen çabuk düşersin. 

Hikmet yönü... Belki de teröre karşı devletin kararlılığıdır.

Bundan sonra süreç müreç olmaz, olamaz da...

 35 yıldır terör, başımızın belası...

Dış güçler tarafından ülkenin kalkınmasına karşı elde tutulan bir kalkan.

Muhalefet de maalesef terör üzerinden sürekli oy hesabı yaptı.

Terör, sebepsiz ve de gereksiz ihtilaflardan, kargaşadan beslenir.

Ülke tek yumruk olması halinde terörün adım atacağı yer kalmaz.

Şu anda mecliste temsil edilen dört siyasi parti var.

HDP sırtını terör örgütlerine veren bir parti.

İsmi parti...

Partiyi yönetenlerden birisinin ağabeyi, diğerinin kocası, kardeşi dağda.

Onlar devlete silah çekiyor, adam öldürüyor, HDP milletvekili de meclis kürsüsünden bu katillere övgüler yağdırıyor.

Dağdakilerle meclis çatısı altındakiler eylem birliğinde. 

Bu durumda “parti kapatılsın mı?” tartışmasını yapmak beyhude.

Demokrasi denilen baloncuğu tapınak haline getirenlere göre “vazgeçilmez” unsurlardan sayılan parti hiçbir şekilde

kapatılamaz. Ya?.. Besle kargayı oysun gözünü.

Üstelik bu örgüt halkın vergileriyle beslenmeyecek mi?

Yok “Avrupa şöyle dedi, böyle dedi.” 

O varsın desin sen işine bak.

Nerede ateş yanıyorsa söndürmek zorundasın.

Hain terör, bu ülkenin çocuklarına acımadan kıyıyor.

Arakadan vuruyor... Yolları tutuyor...

İş makinelerini ateşe veriyor.

İnsanları esir alıyor...

Daha ne kaldı geriye?..

Şahsen bu konuda CHP’den ziyade MHP’yi muhatap görüyorum. 

Konuşmakla, nutuklar çekmekle bir yere varılmaz.

Ülke en kritik dönemlerden geçiyor, sen nutuk çekiyorsun...

Cumhurbaşkanı’nın Çin gibi bir katilin ayağına giderek milli paralarla ticaret yapmayı teklif etmesini iyi okumak azım. Dolar bizim canımıza okudu...

Dünyanın ticaretini elinde tutan Çin, bu teklife sıcak bakarsa iç ticaretimiz yönünden umarım iyi gelişmeler olacak.

Belki de doların esiri olmaktan kurtulmuş olacağız.

Çin yönetimi Uygur Türkleri’nin katili.

Bunun bilincindeyiz...

Ancak Avrupa’nın ekonomik kıskacından kurtulmak pahasına her çareye başvurmak zorundayız. Denize düşen yılana sarılmıyor mu?

Asıl olan ülkenin iç istikrarı; tek başına veya uyumlu bir koalisyon.

Bu olmadan dış politikada başaralı olamayacağımız gibi terörle de başa çıkamayız. 

O yüzden son çare, son sözü yine de millet söyleyecek.

Ya tek başına iktidar, veya kaosa devam...