Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Terör ve Siyasi İrade, Sosyal İrade

Terör ve Siyasi İrade, Sosyal İrade

Nisbî bir rahatlamaya kavuşan Türkiye’nin rahat etmesini istemeyenler, gene düğmeye bastılar. Terör olaylarının artmasının 7 Haziran seçimleriyle hiç alakası yoktur. Bu, daha önceden planlanmış ve seçimlerden sonra sahneye konmaya başlamış bir oyundur.

Maalesef bundan sonra, şehitlerimiz olacak… Her şehit haberi toplumu biraz daha gerecek… Kutuplaşma daha da keskinleşecek… 10 günde 14 şehit verdik. Allah cümlesinin mekânını cennet eylesin.

Dikkat edilirse, Suruç saldırısı, HDP eş başkanı Figen Yüksekdağ’ın “Sırtımızı YPJ’ye,  YPG’ye, PYD’ye,  dayıyoruz.” dediğinin ertesi günü vuku buldu. Olaylar tırmandı, bir başka milletvekili PKK’lıların Türkiye’yi tükürükle boğacağını söyledi. Aynı günlerde bir başka milletvekilinin PKK’ya silah kuryeciliği yaptığı ortaya çıktı. 

Bütün bu kriminal ifade ve davranışlar, meclisi basan 80 kelebeğin yediği haltlar. Elbette bunlar ancak bunu yapabilirler. Eş başkanları Selo 6-7 Ekim olaylarını tetikleyen kışkırtıcılığın müsebbibi olunca, cemaati de bu haltları yer.

Yukarda bir kısmını saydığımız haltları Ak Parti’li, CHP’li ve MHP’li milletvekilleri söylemiyor; millete “80 kelebek” diye yutturulmaya çalışılan sazcı Selo’nun saz arkadaşları, yani PKK’nın PYD’nin siyasî kanadında faaliyet gösterenler söylüyor.

Bütün bunları yaşayarak görüyoruz. 30 yıldan beri olanlar, tekrar oluyor.

Pekiiii… Her şey 30 yıldan beri olanın aynısı mı?

Elbette aynısı değil… Eşkıya dağdan şehirlere indi… Terör dilini değiştirdi ama iktidar ve terör karşıtları etkin bir dil geliştiremediler.

 Halk, Kuzey Irak ve Kandil’e yapılan her müdahale ile intikamın alındığına inanmak istiyor fakat mesele intikam değil ki; mesele PKK’nın bitirilmesi ve bunun için oluşturulacak sosyal irâdenin olup olmadığı. 

Kandil ve Kuzey Irak’taki inlerin yerle bir edilmesi önemlidir ama ondan daha da önemli olan, şehirlerde eylem yapmak üzere hazırlanmış hücrelerin bitirilmesidir.

Kandil’de bombalamalarla 1000 kişi öldürseniz, Türkiye’ye yansıması, Şırnak’ta bir Mehmetçiğin şehit olması kadar etki etmez. PKK, Kandil’den önce sınırlarımız içinde yok edilmelidir. Bunun için de bazı noktalarda, askerî tesisler, karakollar ve benzeri tesisler, tuzak olarak kullanılmalı ve saldırganlar, buralara çekilip berhava edilmelidir.

Mesele sadece askerî operasyon gerçekleştirmek de değildir. Operasyonu yaparsın; teröristi “etkisizleştirirsin”… O kadar!.. Fakat operasyon kadar önemli olan bir başka husus, terörist etkisizleştirmelerinin kamuoyunda bir güven ve moral vesilesi olmasını sağlamaktır. Yani, siyasî irâdenin başarısını toplumsallaştıracak ve operasyonların arka planını dolduracak sosyal irâdenin tesis edilmesi şarttır. 

Operasyonlardan alınan olumlu sonuçlara PKK’lılar hariç herkes seviniyor ve artık kendi uydumuz, insansız hava aracımız ve füzelerimizle operasyon  gerçekleştirmemiz, halk arasında çok olumlu yankılar uyandırıyor.  Bu ortamda, iktidar, teröre karşı bir millî duruş sergilemenin PR’ını yapmalı, teröriste karşı gittikçe artan öfkeyi kontrol etmesini bilmelidir.

Ayrıca, eski Türkiye’de kalmış olması gereken, “Misliyle intikamları alınacaktır… Vatan sağ olsun… İnlerinde boğulacaklar…” gibi cümleler asla kullanılmamalı; yepyeni, diri ve etkili bir retorik geliştirilmelidir. Bazen bir cümle, binlerce mermi ve bombadan daha etkilidir. Siyasilerin Ankara’da bu tür cümleler kurabilecek ekiplerinin olduğunu zannediyorduk ama anlaşılan böyle ekipler yokmuş. 

Bir an önce, siyasî irâdenin arkasında taş gibi duracak sosyal irâdenin oluşturulması şarttır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi