İçimize Sızan İbn Sebe’ler
ONDOKUZUNCU ve yirminci asırlarda İslam dünyasında modern İbn Sebe’ler zuhur etmiş midir? Bendeniz bu soruya etmiştir cevabını veririm. İtiraz eden çıkarsa, bunun çok mümkün bir şey olduğunu, bu konuda çok karineler bulunduğunu ve mutlaka ciddiyetle ilmin ışığında araştırılması gerektiğini söylerim.
İslam’ın zuhurundan bu yana, Hak Din’i tahrif etmek, Müslüman halkın bir kısmını bâtıl yollara çekmek isteyen sapık ve bid’atçi fırkalar zuhur etmiştir.
Tarihsellik fırkası da bunlardan biridir.
Pakistan’dan kovulunca Ankara’ya kapağı atan Fazlurrahman, Türkiye ilahiyatçılarından bir kısmını kendi doktrinine çekmiş, Ankara Ekolü isminde bir fırka oluşmasına yol açmıştır. Bu ekol yıllardan beri İmam-Hatip mekteplerinde ve ilahiyat fakültelerinde, bazen taqiyye ve kitman yaparak sinsice, bazen açıkça dobra dobra faaliyet göstermektedir. Bunlar çok önemli bir dinî kuruma da sızmıştır.
Bâtıl ve bid’atçi Mutezile mezhebi ile kıyas edersek, Fazlurrahmancılık bin kere daha aşırı uç bir fırkadır.
Sosyolojik olarak islamî sayılabilse bile inanç bakımından sınırları aşmış ve İslam dışı olmuştur. Kadiyanîlik nasıl İslam’ın dışına çıkmışsa, Fazlurrahmancılık bin kere çıkmıştır.
Türkiye’de Ehl-i Sünnet İslamlığını kaldırıp veya ikinci plana atıp ılımlı ve light bir İslam türetmek isteyen zihniyet Fazlurrahmanîdir.
Şu hususu da bir an bile göz önünden uzak tutmamak gerekir: Ülkemizde en az bir milyon Kripto Yahudi ve yine en az bir milyon Kripto Hıristiyan bulunmaktadır. Ehl-i Sünnet İslamlığına karşı Tarihsellik-Fazlurrahmancılık fırkasının light-ılımlı İslam projesini, birtakım Kriptolar mı icat etmiştir? Bu sorunun cevabı, ilmî araştırmaların ışığında verilmelidir.
Bundan bin dört yüzyıl önce Yemenli Yahudi hahamı İbn Sebe’ İslamı içinden yıkmak istemişti. Bizdeki bunca Kripto içinden bir veya birkaç modern İbn Sebe’ niçin çıkmasın? Bu, çok mümkün ve muhtemel bir şey değil midir?
Böyle bir şey Ehl-i Sünnet dünyasında olabileceği gibi, başta İran olmak üzere Şiî dünyasında da olabilir. Dıştan Şiî görünen, asıl kimlikleri Yahudilik olan Meşhed Yahudileri hakkında yeterli bilgimiz var mıdır? Türkiye’de, dıştan Şiî görünen kaç Meşhed Yahudisi vardır?
Sabataycılar, Kırımçaklar, Pakraduniler, Tat Yahudileri ve diğer Kriptolar Ehl-i Sünnet İslamlığı için çalışacak değiller. Onlar elbette Ehl-i Sünneti yıkmak, yerine light, ılımlı, laik, seküler, Protestanlaştırılmış, reformist, Şeriatsız ve fıkıhsız, suya sabuna dokunmaz yepyeni bir İslam getirmek isteyeceklerdir.
Ehl-i Sünnete karşı bin parçalı bir İslamcılıklar Protestanlığı hareketi kendi kendine oluşmuş, mâsum ve temiz bir gelişme midir, yoksa modern İbn Sebe’lerin şeytanî bir projesi midir?
Yakın tarihimizde bazı İslamcıların bukalemun gibi nasıl renk değiştirdiğini görmedik mi?
Afganî’nin ve Abduh’un Bahailik ile alakaları ve bulaşıklıkları konusunda yeterli bilgimiz bulunmakta mıdır?
İngiltere’nin Mısır Başkomiseri Lord Cromer, reformcu İslamcıların baş tacı ettikleri Abduh için niçin şu cümleyi kullanmıştır: “I suspect that my friend Abdu (…….) was in reality an agnostic.” (CROMER, Modern Egypt, vl II. p. 180)
Türkiye’de birtakım İslamcılara, münzel Ehl-i Sünnet İslam’ını yıkmak, onun yerine uydurulmuş beşerî bir İslam hümanizması ve ideolojisi getirmek misyonu verilmiş midir? Bu maksatla birtakım fonlar oluşturulmuş mudur?
Dinlerarası Diyalog, Tarihsellik, Üç hak ibrahimî din, Kur’andaki üç yüz küsur ayetin hükümlerinin bugün geçersiz olduğu, Yahudi ve Hıristiyanların da ehl-i necat ve ehl-i cennet oldukları nazariyelerini Müslümanlar mı çıkartmıştır,
İslam düşmanları mı?
Diyanet İşleri Başkanlığı Fazlurrahmancılık fırkası veya dini konusunda niçin fetva vermiyor, beyanda bulunmuyor, açıklama yapmıyor?
Mütevâtir ve sahih hadîslerin, AB kriterlerine göre ayıklanması işini Sünnîler mi yapmıştır, Fazlurrahmancılar mı?
Birtakım Ehl-i Sünnet kitaplarının yeni baskıları niçin yapılmamaktadır?
Ehl-i Sünnet Kelam ilmi tâtil edilmemiş olsaydı, yukarıdaki soruların ve benzerlerinin cevapları Kur’anın, Sünnetin, ilmin ışığında çoktan verilmiş olurdu.
İbn Sebe’ yaşıyor… Hem de bir tane değil… Onları teşhis ve tecrid etmedikçe Ehl-i Sünnet, Sevad-ı Âzam İslamlığı tehlikededir. İslam büsbütün yok edilemez ama vaktiyle Endülüs’te olduğu gibi bu coğrafyadan da silinebilir.
Bukalemun Protestan İslamcılara dikkat.
Fazlurrahmancılara dikkat.
Afganicilere ve Abduhculara dikkat.
Beyninizin duvarına bir çivi çakın ve Lord Cromer’in cümlesini ihtiva eden levhayı oraya asın. “Dostum Abduh’un agnostik olmasından şüphe ediyorum…” Emperyalist ve İslam düşmanı İngiltere bu agnostiği niçin Mısır başmüftüsü yapmıştı?
İçimize sızan Kripto Yahudiler kimlerdir acaba?
İbn Sebe’ler…