Terör Belası
Herkes, kötü günlerden geçtiğimiz konusunda hemfikir. Ama farklı tellerden çalanlar da az değil. Her gün şehit veriyoruz. Canlar yanıyor. Evlere ateşler düşüyor. Otuz yıldan beri ateş düşmeye devam ediyor. Barış Süreci denilen dönem öncesinde terör olaylarına pek rastlanmayan bölgelerimizden de terör saldırılarını duydukça kahroluyoruz. Erzurum, Kars, Osmaniye, Ardahan gibi illerden gelen terör haberleri, Barış Süreci boyunca terör örgütünün ne kadar da güçlendiğini gösteriyor.
Terörist ile mücadele dışında hiçbir süreç yürütülemez. Barış Süreci’ni bile güçlenmek, pek çok bölgeye yerleşmek, örgüte eleman kazandırmak için değerlendiren bir terör örgütü var karşımızda. Barış Süreci’ni bile terör için malzeme biriktirmekle geçirmiş bir terör örgütü. Barış konusundaki niyetinin ne olduğu aslında bilindiği halde çok açık bir biçimde anlaşıldı. Bir daha anlaşıldı ki, terörist, teröristliğini terk etmeden, silahını bırakmadan devlet tarafından muhatap alınmamalıdır; aksi durum, devletin terör karşısındaki tutumu hakkında önemli fikirler verir.
Öncelikle seçim sonrası AKP anladı ki, ne yaparsa yapsın, Kürt bölgelerinden oy alması artık oldukça zor. Ve AKP, süreç adına oy kaybettiğini anladığı an, seçim öncesinde bile tavrını ve tutumunu değiştirmişti. Partiler elbette, ne yaparlarsa yapsınlar, nihayetinde alacakları oy onlar için önemlidir. Amma, memleket meselesi, devlet meselesi, birlik meselesi olduğu zaman, 80 milyon insanımızın ortak gelecek meselesi olduğu zaman, ülkenin huzuru, insanların güvenliği söz konusu olduğu zaman devlet gevşek davranamaz. Boşluk kabul etmez. Bu süreç, AKP’nin terör karşısında maalesef gevşek davrandığı ve bölge insanını PKK’ya yaklaştırdığı, PKK’nın söylemlerinin bölge insanında önemli taraftarlar bulduğu bir dönem oldu. Bölgede terör örgütü HDP’nin de psikolojik desteği ile bölge insanı üzerinde etkili oldu. Bölge, psikolojik üstünlük bakımından önemli ölçüde kaybedildi.
İşin en kötü tarafı da, gerek HDP gerek PKK ve bunlara bağlı olan şehir yapılanmaları, bölge insanında devlete, devletin kurumlarına ve ülkenin diğer bölgelerine karşı önyargılar oluşturdular. Kardeşlik, önemli ölçüde zedelendi. Derin yaralar açıldı. Terör bitmediği müddetçe zedelenen kardeşliğin, açılan yaraların sağlıklı hale gelmesi de zor görünüyor.
Terörle maddi mücadele önemli olduğu kadar psikolojik bakımdan da mücadele edilmesi gerekir. Psikolojik bakımdan üstünlüğü elde edemeyen maddi mücadeleyi kazanamaz. Bu bakımdan demokrasiye inanmış bütün partiler, sivil toplum örgütleri, basın, üniversiteler terör karşısında tam bir dayanışma halinde olmalı ve partiler, oy hesapları yapmadan bu mücadeleye destek vermelidirler. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes, akan kanın durması, terörün yok edilmesi, ülkenin güçlenmesi, 80 milyon insanımızın huzur içinde birlikte yaşaması için sorumluluk yüklenmelidir. Bu ülkenin geleceğinden hepimiz sorumluyuz. Bu ülkenin insanlarının kardeşçe, huzur içinde birlikte bir gelecek inşa etmesini sağlamak amacı için hepimiz sorumluyuz.
Otuz yıl boyunca olduğu gibi bugün de terörden medet umanların varlığı gün gibi ortada. Bunlar kim olursa olsun, en az terör örgütleri kadar tehlikelidirler ve terör örgütleri onlardan cesaret alırlar. Siyasette, medyada, akademiada, ekonomide, sanat alanında yer almış kişiler veya dernekler olarak karşımıza çıkarlar.
Yapılanları ve yapılacak olanları siyasi başarıya tahvil etmek isteyen parti ve siyasi aktörler başta olmak üzere her birimiz aklımızı başımıza almak zorundayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.