Bir Sorun
Müslümanlar olarak bu gayr-ı islamî sistemde dev gibi büyük sorunlarımız vardır. Dindar ve muhafazakar hükümet, uzun yılların biriktirerek getirdiği bu sorunların çözümüne henüz başlamamıştır bile.
Bu yüzden Müslümanlar öncelikli sorunlarını bilmeli ve gereğini yapmalıdırlar. Bu arada iktidarlardan da bu sorunların çözümünü talep etmelidirler. Bu talep, kendi yapacaklarını yapmaya mani değildir. Devlet adına ne yardım gelirse o da kârdır.
Mesela iktidar, bir çok haksızlıklardan kurtardığı ve üvey evlat muamelesinden çıkardığı İmam Hatip Liselerinin çok işlevsiz hale dönüşen müfredat programını ve ders saatlerini yeniden ele almakla işe başlayabilir. Zira ortada tahammülü zor bir fecaat vardır. Düşünebiliyor musunuz; bir fıkıh dersi iki saat üzerinden sadece bir yıl okunuyormuş.
Fıkhın kendisini, tarihini ve en zor ilim olan fıkıh usülünü bir yılda iki saat üzerinden öğreteceksiniz.
Bunun adı fıkıhla dalga geçmektir. Veya öğretmen ve öğrenci ile, ne farkeder!
Her neyse, bu örnek de gösteriyor ki, sorunlarımızdan birisi, belki de birincisi, ilim ve alim sorunudur. Bu çok büyük ve çetrefilli bir meseledir. Bu sistem kurulduğunda İslam’ın iyi öğrenilip uygulanmasını kendisi için tehlikeli görüp istemediğinden, din eğitimini yasaklamıştır. Açtıkları eğitim kurumları da yetersizdir. Bu bilerek yapılan bir ihanettir.
Nitekim kötü meyvelerini de vermiştir. Bu yüzden halkın ilim ve ilim adamlarına karşı güveni sarsılmıştır.
Bu durum hala devam etmektedir. Bu sorunu çözmeden, yani alimin önderliği olmadan, bize kurtuluş yolları kapalı gibidir.
Ama bunu konuşurken, yanlışları tesbit kadar, doğruları tesbit de önemlidir. Özel olarak kendisini yetiştirip ümmete birer yıldız gibi yol gösteren alimler de vardır. Üstelik onlara çok da ihtiyacımız vardır. Aman dikkat; zarar veren alimleri kötülerken, genelleme yapmayalım, iyileri de aynı kazana atmayalım.
Yine dikkat edelim, yanlışı tesbit ne kadar kolaysa, doğruyu tesbit o nisbette zordur. Hele bir de “ortam müsait, atış serbesttir” diyerek alimleri aşağılayan bir üslup yok mu? Mevcut olanları da bir kılıç darbesiyle bitirme yok mu? Cahil işi bu çirkinliğin önüne geçmek çok zordur. Zira bu bataklık sürdüğü sürece, sivrisinekler de olacak ve hakkın ve halkın kanını emeceklerdir.
Eskiden bunu din ve şeriat düşmanı Batıcı yapardı. Şimdi iki kitap okuyan ama kendini içtihada ehil müçtehit sanan yeni yetme cahiller de yapıyor. Herkesi kesip biçiyorlar. Yahu aralarında var olmaya vardır ama bu İslam dünyasının bütün alimleri sapık mıdır?
Bu ne haddini bilmez bir inkar ve aşağılamadır?
Bu büyük bir sorun oldu maalesef.
Doktorunu beğenmeyen ve onunla cedelleşen bir hasta düşünün. “Ne işin var öyleyse muayenehanemde, hastahanede?” demeyi hak etmiyor mu?
Bu ülkede yaşayıp da bu sıkıntıyı görmemek mümkün mü?
Peki, öyleyse ne yapacağız?
Bir teklifim var, ama gelecek yazıda inşallah.