Ceza hukukunda “yardım ve yataklık” diye bir kavram vardır. 

Asıl faile yardım ve yataklık edenler onun suçu işlemesine kolaylık sağlarlar. 

Terörün sürekli azmasının bir nedeni de işte burada...

Aramızda bu kanlı teröre yardım ve yataklık eden ve de ne yaptığından habersiz pek çok gafil ile kanı temizlenmeye müsait hain vardır. 

Ehli haktan görünürler, ama değil. Terörden siyasi rant ile maddi çıkar sağladıkları için aynı kapıdan giriyor, aynı kapıdan çıkıyorlar.  

“Türkiye partisi olacağız” demişlerdi, savaş partisi oldular.

Ekranlara baktığımızda neler görüyoruz. Erdoğan kini üzerinden yürüttükleri popülist politikaları gereği sürekli devlet kabahatlı, HDP ile PKK haklı.

Bu kadar şehit geliyor, bu kadar şehirler harap oluyor...

Bu vicdansızların vicdanları zerre kadar sızlamıyor, aksine Türkiye’ye dibe vursun diye terörü körüklüyorlar.

Görüyorsunuz bir hükümet kurmada bile birleşemediler.

Beklerdik, madem tek başına olmuyor, hiç olmazsa muhafazakar bir hükümet kurulsun. Tabii ki sağ seçmen bu girişimi MHP’den bekliyordu.

Beklenen dağlara çoktan kar yağdı da haberimiz yok. 

Bahçeli tutturdu dört şartım var, iman şartı mübarek...

Onu da istemem, bunu da istemem...

Kimse kimseyi kandırmasın, seçimden önce yolsuzluk suçlaması olanlar hakkında muhalefetin çoğunluğu olmaması nedeniyle dokunulmazlık kaldırılamıyordu.

Şimdi ise çoğunluk muhalefette olduğu halde hiçbir teşebbüste bulunmuyorlar.

Sadece dediğimiz dedik çaldığımız düdük.

Kaldı ki bu dört bakan hakkında İstanbul Başsavcılığı’nın takipsizlik kararı var. 

Kimseler savcılığa başvurarak bu kararın kaldırılmasını istemiyor.

İcraat yok laf çok.

Sorun, ülkenin eski halinden yeni haline gelmesinden kaynaklanıyor beyler.

O yüzden, muhalefeti samimi bulmuyorum.

Tutturdular bir AK Saray...

Artık bu da kabak tadı vermeye başladı.

Bu saray ülkenin sarayıdır, Erdoğan’ın değil. Erdoğan yarın çekip gidecek, saray ebediyete kadar millete kalacak.

Görüyoruz, ülkenin tıkanması için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Ankara bulvarının mahkeme kararı ile kapatılması, tüm Ankaralıları bu sıcak havalarda bunaltarak terörün eline malzeme vermek demektir. 

Yani bu kadarı da pes doğrusu.

Koskoca bulvar kapatılır mı?

Bu zihniyette insaf, izan yoktur, ellerinden gelse şanlı bayrağımızı da indirirler.

Türkiye şehitlerine kan ağlarken ekranlarına çıkardıkları terör severleri konuşturmaları tesadüfi değildir. Bu bir

Yeniden Ortadoğu Projesi gereğidir.

Türkiye bölgesinde kalkınmakta olan tek ülke.

Gayeleri Suriye’de olduğu gibi Türkiye de olsun.

İşte görüyorsunuz, Ortadoğu’nun hali perişan.

 Şırnak gibi bir yerde özerklik ilan edenleri oradaki Kürt halkı tükürükleri ile boğmaları gerekirken, ne var ki oturup fener alayı gibi seyre daldılar.

O seyre dalanların içerisinde aklı başında hiç mi adam yoktu?

Demediler mi ki, “işte Kobani.”

PKK’nın diğer kolu olan PYD Kobani’de özerklik kurma macerasına girişince halk ne hale geldi. Şimdi soruyoruz,

Kobani’nin Kürt ve Arap halkı nerede?

Tabii ki sığınmacı olarak Türkiye’de...

Böyle giderse, yarın da Şırnak ve ötekiler sığınacak yer arayacaklar.

Biz de uzlaşmazlığın bedelini sandıkta göreceğiz inşallah.