Rüzgarın Önündeki Kül Yığını 1
1977 veya 78 olabilir, bir gün çalıştığımız lisenin öğretmenler odasında oturuyoruz. Teneffüsteyiz. Beş dakika sonra derse gireceğiz. Yanımda oturan ve sosyalistliği ile övünen birisi gülerek konuşmaya başladı. Aslında laf bana idi de, nezaketen bunu açıktan söylemiyordu. Şöyle diyordu:
“Bütün kafirler cehenneme gidecekmiş. Neden? Onların içinde de bir sürü insanlığa hizmet etmiş, faydalı olmuş iyi insanlar da vardır. Topluma faydalı olan bu insanlara nasıl cehennemlik diyebiliriz? Mesela Edison, elektriği bulmuş, öldükten sonra bile insanlığa faydalı oluyor. Eğer bu cehenneme gidecekse, ben de cehenneme giderim.”
Herkes bana baktı. Ben de tebessüm ettim. “Ne diyelim, atalarımız “canı isteyene ölüm bile şifadır” demişler. Galiba bu gidişle sen Edison ile cehennemde yanacaksın.”
Atalarımızın araya gitmiş sözü olmaz. Her birinde nice bir hikmet vardır. Nitekim çok insanlar, öyle acılar çeker ki, intihar haram olmasa, hemen ederler. Batıda şimdi “ötenazi” uygulaması, yani hastanın doktoruna kendisini öldürmesini istemesi tartışılıyor, “yasal olsun mu, olmasın mı?”
Bunu geçelim de, asıl soruya gelelim. İnsan ve evrene bakış açısı önemli. Sen evreni yaratanı inkâr edersen, “kendi kendini yarattı” dersen, bize göre evreni ve insanı yaratan Allah Teâlâ’ya hiç ihtiyacın ve eyvallahın olmaz. Onun emir ve yasaklarından oluşan dinine de dönüp bakmazsın. Onun “kâfirler cehennemliktir” sözünü de dinlemezsin. Bu gayet normaldir senin için. Zaten cehennem diye de bir şey yok sana göre. Onun için “ben de onunla yanarım” demen de kuru bir kahramanlık. O ateşi gördüğünde ancak belli olur kahramanlığının kalitesi.
Ama bir Müslümana gelince o bir Allah’a inanır. İnanır ki o Allah, yerleri ve gökleri yaratmış, sonra da insanı halk etmiştir. Evreni onun istifadesine sunmuştur. Rahat, huzurlu, mutlu yaşamanın yolu yordamı sayılan bir kısım bireysel ve toplumsal kanunlar koymuştur. “Bu benim dinimdir. Buna göre yaşarsan, dünyada faydası sana. Ahirette de ben ödüllendiririm. Yaşamazsan dünyada cezası sana. Ahirette de ben cezalandırırım” demiştir. Bunu da peygamberleri aracılığı ile insanla iletişim kurarak açık seçik bildirmiştir. “Aklın var, iraden var, tecrüben var. Buyur, istediğin gibi yaşa.” Demiştir. Dünyada cebir ve şiddet yok. Ama ahirette inkârın çok büyük cezası vardır.
“Bütün inatçı zorbalar da hüsrana uğradı. Ardından da cehennem gelecek, orada zorbaya irinli su içirilecektir! Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecektir, ona her taraftan ölüm gelecek, ama ölmeyecektir; ardından da şiddetli bir azap vardır.”(İbrahim 15-17)
Şimdi gelelim esas meseleye. Kâfirlerin bu kadar iyiliği ne olacak? Hiçbir faydası olmayacak mı kendisine bu dünyada ve ahirette?
Cevap gayet nettir. Ama gelecek yazıda inşallah.