Lazika İslâm Emiri, Sümeyye Erdoğan’a evlenme teklif etmişmiş. Bu konu hakkında tenezzül edilip yazı yazılmaz ama, mâdem birileri bu toplumda kaos istiyor, kalbi ve vicdânı olan herkes buna karşı durmalı.

Bu evlenme teklifi haberi, Sözcü’de yayınlandı. Sol Haber Portalı havada kaptı. Kaynakları, CHP vekili Mahmut Tanal. Tanal’ın kaynağı ise Almanya kaynaklı http://zentralrat-der-lasen.de/TR/ resmi web sitesi.

Evet… Hukuk mezunu bir vekil, internetteki bu haberi diline dolayıp İçişleri Bakanlığı’na soru önergesi bile vermiş. Sanki, aslı faslı olmayan Lazika Emiri, çiçek ve çikolata ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gelip kız istemiş; Cumhurbaşkanı da “Verdim gitti.” demiş. 

Şerefli, nâmuslu bir vekilin yapacağı tek hareket, “Siz böyle bir yayına nasıl izin verirsiniz?” diye Almanya’ya hesap sormaktır. Kılıçdaroğlu’nun, Tayyip Erdoğan’a, “Dolmabahçe’den karı kız gözetliyorsun.” dediğini düşününce, Mahmut Tanal’ın seviyesine şaşırmıyorum.

“Buna kim inanır?” demeyin. Bu memleketteki herkesin, internetten haberin aslını araştırma imkânı yok. Bu memlekette herkes, “Bir de karşı tarafın gazetesine bakayım.” demiyor. Lazika’nın İslâm Emirliği diye bir yer olmadığını; IŞİD’in bir Amerika-İsrail projesi olduğunu bilmiyor.

Bunlar bir yana, bu memlekette, sırf hükûmete karşıtlık uğruna her habere inanmaya hazır bir kitle var.

Vaktiyle TOKİ başkanının bir teğmene vurduğu haberi patlamıştı. Sonra, tam tersi teğmenin başkanı ittirdiği ortaya çıktı. Bu habere aşırı tepki veren birine işin aslını söylediğimde, “Fark etmez. Biz vurduğunu kabul etmeliyiz.“ demişti. Yine, şimdi vekil olan bir yazara, yazısındaki târih hatâlarını söylediğimde, “Ajitasyon için bilerek yaptım.“ cevabını almıştım. (İsmi bende kalsın. O yazının tam tersi bir yazı yazmasını bekliyorum, hatırlatmak için)

Yâni mantık şu: Haberin gerçek olması mühim değil. Yeter ki amaca hizmet etsin. Menderes döneminde, öğrencilerin kıyma makinesine atıldığı gibi. Gezi Parkı’nda yabancı basından alınan şiddet fotoğrafları gibi.

Peki, böyle bir yalanın amacı ne? Bir türlü kurulamayan IŞİD bağlantısını kurmak. Nihâî amaç ise kaos. Toplumdaki barış, huzur ve güveni yok etmek.

Batman film serisinin ikincisinde müthiş bir karakter var. Joker. Kötülüğün sembolü Joker, toplumsal bir deney hazırlıyor. İki gemiye bomba yerleştirip kumandaları gemidekilerin ellerine veriyor ve “Vakit dolduğunda, önce kim patlatırsa, o hayatta kalacak.” diyor. Her iki taraftaki akl-ı selim sâhiplerinin gayreti ile iki taraf da düğmeye basmıyor ve kötülük kaybediyor. Ülkelerinde kötülüğün kaybetmesi için böyle film yapanlar, Müslümanları kötü gösteren öyle filmler yapıyorlar ki en ufak bir dedikoduda içimizdeki jokerler hemen harekete geçiyor. Bu bir haçlı savaşı. Hem içeridekilerle hem dışarıdakilerle savaşıyoruz.

Tanal gibi, Sözcü gibi aklını, kalbini ve ruhunu elin oğluna teslim etmişlere diyecek lafım yok. Ben, bu memlekette, nâmuslu solcular, dirâyetli CHP’liler olduğuna inanıyorum; biliyorum. 

Onlara sesleniyorum. Bu terbiyesizliğe, hep beraber karşı duralım. Çünkü hedef, Sümeyye Erdoğan değil; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın kızı. Yâni, Türkiye Cumhuriyeti.