Hızlı Tren Maceram (Ulaştırma Bakanlığı’nın Dikkatine)
18 Ağustos salı günü sabahın köründe Pendik’e yollandım. Hızlı trenin Haydarpaşa’dan kalkmaması ne kadar isabetsiz. O güzelim Haydarpaşa gar binası rantçılara mı verilecek acaba?
Otomobilimizi tren otoparkına koyduk, gara yollandık. Girişi hiç estetik ve temiz değil. Fayans kaplı sıradan duvarlara çirkin ilanlar kağıtlar yapıştırılmış, yazılar yazılmış. Estetik ve temizlik sıfır.
Trene bindik. Bu tren pek hızlı sayılmaz, bazı yerlerde kağnı gibi gidiyor. Yolculuğumuz dört saate yakın sürdü. Çin’de, Japonya’da, bazı Avrupa ülkelerindeki gibi gerçek hızlı tren olsaydı bir buçuk, bilemediniz iki saatte Ankara’ya giderdi.
Yolda kahvaltı ettik, ikramların içindeki börek konusunda, bir nimet olduğu için Allah’a şükr ederim ama o börek, not olarak 10 üzerinden ancak 4 alabilirdi.
Dönüş: Çarşamba günü Ankara garından bindik. Eskişehir’e varmadan klimalar bozuldu, hava sıcak, pencereler açılmıyor, ter içinde kaldım.
Eskişehir’de yolcuları trenden indirdiler. Ârıza var, bir buçuk saat sonra başka tren gelecek, onu bekleyin dediler.
Peronda birkaç bank var ama hepsi dolu, bendeniz yaşlı bir vatandaş olarak nerede oturacağım, bir yer göstermediler, bir tabure bile vermediler.
Gardan çıktım, karşı taraftaki bir kafede çay içtim. Bazı kadın ve kızların açık saçık dekolte rüküş kıyafetleri tavırları hiç hoşuma gitmedi.
Yeni tren geldi, bindim. Vagonda başı örtülü üç küçük çocuklu bir bayan vardı. Çocukları yüz küsur desibel ciyak ciyak bağırıp durdular, beyinleri zonklattılar, hatuncağız bir kere bile yavrularım susun demedi. Tren idaresi kadını uyarmadı.
Bir ara tuvalete gitmem gerekti. Pislik içindeydi… İhtiyacını görmek, abdest almak mümkün değil, her yeri afedersiniz sidik içinde… Klozet iğrenç… İftihar ettiğimiz trenlerin tuvaletleri böyle mi olmalıdır?
Beş sene kaldığım Almanya’da bir gün Hannover-Köln arasında sefer yapan bir trene binmiştim. Kompartımandan gelip geçtiğini görüyordum, bir temizlikçi kadın on dakikada bir tuvaletlere bakıyor, temizliyor ve limon parfümü sıkıyordu. Her yer ışıl ışıl, bembeyaz, pırıl pırıl, tertemiz idi.
Çok gecikmiş olarak Pendik’e geldik. Bin zahmet ve sıkışıklık içinde Harem, oradan araba vapuru ve oh çok şükür fakirhâne…
Ulaştırma Bakanlığı’ndan ve TCDD idaresinden istirham ediyorum:
1- Tren tuvaletleri çok temiz ve bakımlı olmalı, sık sık kontrol edilmelidir.
2- Yolculara ikram edilen börekler, en azından 10 üzerinden 7 not alabilecek kalitede olmalıdır.
3- Bir arıza olduğunda ve yolcular bir istasyona indirildiğinde yaşlı, engelli ve hasta yolculara oturacak yer temin edilmelidir.
4- Çocukları herkesi rahatsız edecek şekilde ciyak ciyak bağıran, ağlayan, kafa şişiren kimseler uyarılmalıdır.
Bir konu daha var:
Vagonlardaki ekranlarda hep aynı filmler gösterilip duruyor. Bu konuda çeşitlilik olmalı, tekrardan sakınılmalıdır. Bir de gösterilen filmler kaliteli olmalıdır.