Operasyonları Asker mi Durdurdu?
Bölücü terör örgütü PKK, tarihinin en kanlı eylemini Dağlıca’da gerçekleştirdi.
Yine mayın patlattı, Mehmetçiğin geçişi esnasında.
Yardıma koşan timler için de pusuya yatmıştı.
Kahpece saldırdı onlara da.
Sonuç: Aralarında Tabur Komutanı’nın da olduğu çok sayıda şehit var.
Gün içinde de Diyarbakır’ın merkezinde güpegündüz polisler hedef alınmış, roketatarlı saldırıda 2 güvenlik görevlisi şehit edilmişti.
Birkaç gün önce ise Tunceli’de; şehrin merkezinde karakola saldırdı 2 PKK’lı.
“Sivil” de değiller, ayaklarında mekap, kıçlarında o sembol şalvar.
Bu şekilde şehrin göbeğindeki polis karakoluna sokulabiliyorlar; önceden yollara döşedikleri mayınları patlatabiliyorlar.
Bu noktaya nasıl gelindi?
PKK şehir merkezlerinde bu kadar kolay bir şekilde eylem yapabilir hale nasıl geldi?
O PKK’lılar oraya kadar nasıl ulaşabildiler?
Ellerindeki roketatarları şehir merkezine nasıl sokabildiler?
PKK’nın şehir merkezlerinde bir bir patlattığı mayınlar ne zaman, nasıl döşendi?
Devlet, hükümet ve merkezi-yerel yetkililer bunları nasıl gör(e)medi?
Hadi bunları geçtik; teröre karşı teyakkuz halinde olmamız gereken böyle bir dönemde, PKK’nın bu derece büyük eylemi istihbarat birimlerimizce nasıl ıskalanıyor; neden önlem alınamıyor?
Burada büyük bir güvenlik zafiyeti yok mu?
Kimdir bu zafiyetin sorumluları?
Ülkemizde asker olsun, sivil bürokrat olsun, siyasi olsun neden tek bir yetkili dahi kendini sorumlu bulup, istifa etmeyi düşünmez?
Neden bir kişi de sorumluluğunu kabul etmez de, başkalarının üzerine atar hep?
Çin’de olsa bu olaylar, şimdiye kadar kaç bürokrat, asker, siyasi gitmişti?
Amerika’nın, İsrail’in 1 askeri kaçırılsa/öldürülse; neler yapacaklarını düşünebiliyor musunuz?
Bizim Mehmetçiğin, polisin canı can değil mi?
Neden bu sıradanlaşma, duyarsızlık?
Nasıl bu kadar yüzsüz, utanmaz olabiliyoruz?
***
Dağlıca haberinin ardından biz bu “boş sorular”a kafa yorup, “sorumlu” ararken, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan dikkat çeken bir açıklama geldi.
PKK’yı kastederek şöyle dedi, ahaber tv’de:
“Çözüm Süreci’ni bunlar adeta Güneydoğu’da, kısmen Doğu’da kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar…”
AK Parti’nin hayırlı hizmetlerine destek vermeyi, “her icraatını gözü kapalı destekleyip, goygoyculuk yapmak” olarak gören bir kısım medyada da son aylarda sık sık bu yönde haberler yer alıyor. Çözüm Süreci’nde “bunlara güven olmaz, bunlarla masaya oturulmaz” diyoruz diye bizi “barışı sabote etmekle” itham eden bu goygoycu gazetelerden biri geçtiğimiz haftalarda, şöyle yazmıştı:
“PKK, ‘Çekiliyoruz’ dediği dönemde silahlanmaya devam etti. Şehir savaşına hazırlık için kentlerdeki evleri mühimmat deposuna çeviren örgüt 80 bin uzun namlulu silahı buralarda sakladı.”
Burada bir gariplik yok mu?
Adama demezler mi “Günaydın” diye? Adama sormazlar mı “Devlet/hükümet neredeydi PKK şehirlere silah stoklarken” diye; “Bu yönde uyarılarda bulunan bizleri, hedefe oturtan sizler değil miydiniz; bugün hiçbir şey olmamış gibi bu derece utanmazca nasıl bunları yazabiliyorsunuz” diye?
Dönelim, Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına.
Aynı programda şöyle de dedi:
“Burada bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz, tabi ‘herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim’ dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içinde bunlar (PKK) bunu yaptılar…”
Bu cümleyi nasıl okumalı?
“Çözüm Süreci’nde biz, devlet olarak, hükümet olarak PKK’ya operasyonların sürmesinden yanaydık ama asker herhangi bir çatışmaya girmeyelim dedi ve PKK’ya karşı operasyon yapmadı” anlamı çıkarılabilir ki, bu, feci bir itaatsizliğin, yasadışılığın, “eski Türkiye”nin ifşası demektir.
Açıklık getirilmeli, çünkü, eğer durum böyle ise, bu sakin bir açıklama ile geçiştirilemez. Hükümet, Sayın Cumhurbaşkanı o askerden bunun hesabını sormalıdır!
Bununla da yetinilmeyip, seçim meydanlarında halka şöyle denilmelidir:
“Eyyy halkım, Çözüm Süreci’nde biz hükümet olarak, parti olarak PKK’ya karşı operasyonların sürmesini istedik, ancak aha bu asker buna yanaşmadı, terör örgütüne operasyon yapmadı. PKK bu yüzden palazlandı…”
Bu yapılmalı ki, millet “Çözüm Süreci’nde PKK’ya neden operasyon yapılmadığını, PKK’nın bu ‘neden’ sayesinde güçlendiğini” öğrensin!
Öyle değil mi!