Ne Josico’ymuş be!
Aziz bey, kendi ekranına, yanına beş adet de seçilmiş gazeteci alıp, kurum kurum kurumurken, transferlerin müthişliğinden söz etmişti. Daha dün… Ve demişti ki, “Bu kadroya kefilim… Çünkü ben futboldan herkesten fazla anlarım…” Tabii ki Aziz bey futboldan benim kadar olmasa da anlar… Zamanında oynamıştı. Hatta beraber halı saha epeyce yaptık… Ama bana sakın Josico’dan, Emre’den, Burak’tan müthiş transferler diye bahsetmesin… Bazı büyülenmiş Fenerbahçelileri kandırabilir ama hakiki olanlarını asla…
Adama bakın… Oyuna ikinci yarı giriyor.. Beş dakika sonra el kaldırıp, beni alın diyor… Nesi var? Sol üst ön baldır davul gibi şişmiş… Bu, o anda meydana gelmiş sakatlık olamaz… Bu, eski sakatlıkların adale yapısındaki hasarından olur. Aragones ustaya sormak da gerekir, “Selçuk çok mu kötü oynadı?” Yoksa bu hoca da, yerli karşıtı mı?… Semih iyileşince bunu daha net göreceğiz…
Porto çok kötü oynadı… İlk on beş dakika hariç… Şayet Fenerbahçe böyle bir Porto’yla en azından berabere kalamıyorsa, tehlike büyüktür demek… Peşpeşe yenen ve hepsi de iki bek hatasından kaynaklı gollerden sonra, Porto da tıpkı Sevilla gibi maçı bitirdiğini sanıp sahaya dört köşe yayıldı. İşte bu süreçte Fenerbahçe, etkili ve öne doğru olmasa da çok top yaptı. Ondan ona gezen toplar ne tuhaftır ki, ileride tek başına boğuşan ve çok yorulan Guiza’ya bir türlü gelemedi. Bir kere kazara geldi, onda da gol oldu. Emre gidemiyor, Alex büyük takım bulunca düşüyor, ön liberolardan Maldonado öne çıkan olmalı, aman deyip yerine çakılıyor. Selçuk ne yapacağını şaşırmış durumda… Maldonado’nun yapamadığını yapıp öne mı çıksın, yoksa geri dörtlüdeki bombaların hatalarını kapatmak adına geride mi kalsın? Roberto Carlos çoktan emekli olmuş… Bir de maçlardan önce kıyak beyanatlar veriyor… Geçen sezonun daha üçüncü haftasında ne dedim, ne yazdım… Fenerbahçe bütün golleri Carlos’un bölgesinden yer… Öyle de oluyor. Gökhan fazla şişirildi. Bu çocuğun savunması hiç yok… Ben olsam Aragones’in yerinde, Önder’i arkada, önünde Gökhan’ı oynatırım… Ama ben patron değilim… Uğur basit oynamaya kalksa daha iyi… Ama kendi kendini yoruyor… Savunmanın göbeği adam paylaşımında sık sık arıza gösteriyor…
Peki, Aragones mi bunun sorumlusu? Tabii ki payı var. Ama asıl önemli onun önüne sunulan kadro… Tabii Deivid ve Wederson’un sakatlıkları talihsizlik… Ama bu futbolcular ne zaman sakatlandı? O günden transfer bitine kadar geçen sürede bu oyuncular mı alınırdı? Her şey tabii ki bitmiş değil… Ama Aragones bir an önce ağırlığını koyup, başkanın konuşmalarından, yaptığı transferlerden etkilenmeyip, kendi bilgisi dahilinde bir kadro yapmalıdır. Aurelio’nun boşluğunun diğer iki yabancı ön libero ile doldurulması mümkün görünmüyor. O zaman Deniz ile Selçuk’a dönülmeli… Bu arada herkese soruyorum; geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde çokça Zico’nun şansı ile yürürken, Aurelio’nun yanındaki ön liberolar kimlerdi? O zaman bu arızalı sağlam Josico’nun takımda ne işi vardı? Kemal neden elden çıkarıldı? Bu Josico için mi? Yazık… Haaa bir de kaleci meselesi var… Bunu Türkiye’de yine ilk yazan, ilk söyleyen bendim… Herkes yağcılık yarışına çıktığında, büyük takımın böyle bir kaleci portföyü ile sezona girildiği görülmüş şey mi demiştim… Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.