Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Yanlış Yaparsınız

Yanlış Yaparsınız

Seçmenin aşağı yukarı % 50’sini uhdesinde bulunduran AK Parti’yi seçim sürecinin ana kumandası kabul ederek gelecek için fikir yürütebiliriz... 

Sorunların en başında elbette ki dış destekli terör geliyor. 

İktidar terörün tarafıdır, ancak tek sorumlusu değildir...

Asker polis ve sivil demeden katliama girişen terör canavarına topyekün karşı konulmadığı taktirde sorumlu aramanın, onu bunu suçlamanın bir anlamı kalmıyor. 

Adı üzerinde terör... Katlediyor, kaçırıyor, ırza geçiyor...

Bu süreçte AK Parti MHP koalisyonu olsun çok istedik.

MHP oynamak istemeyince  “yerim dar” diyerekten sıyırdı çıktı.

Üç şart diye tutturdu...

Oysa bu üç şartın aşılamayacağı tek yer, boşanma hukukudur, diğer konularda çaresi de var, çözümü de var. Bahçeli, maalesef çözüme yanaşmadı...

“Üçten dokuza” dedi ve kesti attı...

Bazı okuyucularım diyorlar ki:

 “AK Parti bu üç şartı kabul etseydi, olmaz mıydı?”

Elbette olurdu da olmasına da gerek kalmadı.

Bakanların yargılanması için geçmişte iktidar engeli vardı, ama şu anda öyle bir şey yok. Sebebi ise, AK Parti Meclis’te çoğunlukta değil.

Muhalefet bir araya gelerek bu üç hırsız(!) bakanın dokunulmazlıklarını her an kaldırabilirlerdi. Hani neden kaldırmadılar?.. 

Veya teşebbüs etmediler? 

Ayrıca, savcılığa da şikayet ederek yeni bir soruşturma başlatabilirlerdi.

O da yok, o da yok...

Muhalefetin yapabileceğini ille de iktidara yükleyip vaziyet çıkarmak gibi popülist politikalara tevessül etmenin faturası elbette ki ülkenin istikrarına çıkıyor.

Bahçeli, diğer bir şartında “süreç bitecek” diyordu.

E bitti zaten,  geriye başka da şart mart kalmadı...

Şimdi de önümüzde AK Parti Saadet Partisi ittifakı var.

Benim istihbaratıma göre, Saadet Partisi bu ittifaka ülkenin çıkarları açısından sıcak bakmaktadır, bakması da gerekir. Keşke bu ittifak 7 Haziran seçimlerinde yapılsaydı da Refah Partisi’nin tabanı terör destekli HDP’ye kaymamış olurdu. 

Saadet Partisi’ne reva görülmeyenler HDP’ye gitti...

Geldik 1 Kasım seçimlerine, bu seçimde bir oy bile önemli...

Bazı yörelerde 20-30 oy farkla bir milletvekili kaybediliyor.

Hele de Saadet Partisi’nin % 10’lara yakın oy aldığı yerler var. 

Şunu da ilave etmiş olayım, her ne olursa olsun Milli Görüş tabanı bu aşamada iktidarın yıkılması taraftarı değildir. Yerine daha iyisi hazır olmadıktan sonra AK Parti “yıkılsın” demek; ülke kaosa, koalisyona terk edilsin demektir.

Buna kimsenin hakkı yok.

AK Parti yerine MHP, BBP veya Saadet Partisi olsaydı aynı şeyleri onlar için de söyleyeceğimden kimselerin şüphesi olmasın...

Yine aldığım istihbarata göre, AK Parti kurmayları ittifak görüşmelerinde Saadet Partisi’ne “İşte gel sana Diyarbakır’dan 4. sırayı, diğer yerlerden yedinci sırayı verelim” gibi seçilemeyecek yerleri teklif etmesi ittifakı sulandırmaktan, hatta hafife almaktan başka bir şey değildir. Dilerim ben yanılmış olayım...

Bu tren de kaçarsa ikincisi yok...

AK Parti sadece Saadet’i değil, tabanın sevilen millilerini yanına çekmez de dışarıda bırakırsa bence çok yanlış yapmış olur... Unutmayalım:

Siyasette her şey bir günde unutulur, bir günde çok şeyler yenilenir.

Unutalım ve yenileyelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi