Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

O gün, bugünden daha korkunç!

O gün, bugünden daha korkunç!

Ahiret gününe iman, insan Allah ilişkisini kuvvetlendiren en önemli imani konularından biridir… Ahiret günü derken Öldükten sonra bu dünyada yaptıklarının karşılığının gözler önüne serilmesinden bahsediyoruz…

Ölüm-kabir-berzah-kıyamet-mahşer-hesap verme günü,  cennet ve cehennem… Bu sıraladığımız yerler ölümden sonra her ölenin uğrayacağı mekânlar… Eğer ahiret bilgileri dikkate alınırsa soluk, cennetin kapısında alınır… Ölüm ötesi bilgilerin gündeme alınması için peygamberler gönderilmiş ve her peygamber tevhidle birlikte ahiret günü anlatılmış, o günün şiddetinden bahsedilmiştir…

Bu dünyada insan ya sağ tarafındaki meleği harekete geçirecek ameller işler ya da sol tarafındaki meleği harekete geçirir… Ve insan öldüğünde aklına gelen ya da gelmeyen bütün amellerini tek tek görür… Eğer amellerinde eksiklikler varsa tamamlanması için adeta borç arar… Aklına ilk, tanıdıkları gelir… Zanneder ki tanıdıkları kendisini kırmayacak ve sevaplarından ihtiyacı kadar kendisine verilecek… Heyhat! Ki ne heyhat!!!

“Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz;…”[1]

Kime gidersen git kimseden zırnık alamazsın… Her birinin ihtiyacı vardır.. Belki onlar senden sevap talep ederler… Salih ameldeki eksiklikler tamamlanmayınca bir köşeye oturup pişmanlık ağıtları yakmak istersin… Ama öyle bir yer ki orası oturacak, ağlayacak vakit daha bulamazsın… Aklına dünyadaki tembelliklerin gelir… Ayağına kadar gelen sevap trenini kaçırdığına mı yanacaksın, insanların sana karşı olan cimriliğine mi?!!

“Hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.”[2]

Merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah’u Teâlâ yarın mahşeri kalabalıkta sıkıntılar yaşamamamız için mahşer gününün dehşetini bizlere haber veriyor…

“Öyle bir günden korkun ki…!”

Amellerine dikkat etmeyenler için gerçekten de korkunç bir gün… Kimsenin kimseye fayda veremediği bir gün… Gözler şefaatçi arayacak… Hani olur da bundan bir şefaat çıkar diye ümit ettiğin bile Allah’tan izin almadan sana fayda veremeyecek… Artık bütün kulaklar Allah’tan gelecek habere çevrilmiş olacak…

Eğer Allah sana merhamet etmişse, şefaat nimetinden faydalanır o sıkıntıdan kurtulursun… Eğer Allah’ın merhametini celbedecek salih amellerden uzaklaşmışsan yine vay senin haline!

Mahşeri kalabalıkta yana yana şefaat ve salih ameller dilenen kişilerin şefaat nimetinden faydalandığını gördüğünde acın iki katına çıkar…

Ondan sonra hiçbir faydası olmayan ‘keşke!’ kelimesiyle başlayan kısa kısa ama seri cümleler yankılanır beyninde…

Ey insan!!!

Henüz daha ölmedin!

Önce akideni kontrol et…

Sonra eksik kalan ibadetlerinin kontrolünü yap ve şimdiden tamamlamaya çalış…

Unutma ki ölüme herkes aynı uzaklıktadır… Ölen bir insan o sıkıntılı sahneleri gördüğünde tekrardan dünyaya döndürülmek için adeta Allah’a yalvarır… Ama o kişiye yeterli ömür verilmişti…

 

[1] Bakara.48

[2] Bakara.48

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Feyzullah Birışık Arşivi