Bunca Fitnenin Sebebi Nedir?
TÜRKİYEMİZ krizler içinde sarsılıyor… Otuz küsur yıldan beri Kripto Ermeni terör savaşı sürüyor… Bu savaş birkaç aydan beri çok şiddetlenmiştir… Teröristler özerk bir bölge kurarak bölünmeye zemin hazırlıyor… Ülkenin dominant unsuru ve ezici çoğunluğu olan Sünnî Müslümanlar paramparça… Siyaset son derece kirlenmiştir… Medya ıslah etmiyor, ifsad ediyor.
Bütün bu kötülüklerin, fitne ve fesatların ana sebebi nedir? Bu sorunun cevabını herkes kendi dinine, ideolojisine, felsefesine göre veriyor.
Acaba İslamî kriterlere göre fitnenin, krizlerin, fenalıkların ana sebebi nedir?
Bu sorunun doğru cevabı şudur:
Dinsizliktir… Müslüman çoğunluğun İslam’a uymamasıdır… İslam’ın emirlerinin yerine getirilmemesi, yasaklarının ve haramlarının açıkça ve küstahça işlenmesidir… Müslümanların İslam, Kur’an, Sünnet ahlakına uymamasıdır… Müslümanların tek bir Ümmet olmaması, birlikte hareket etmemesi, iman kardeşliği bağlarını kopartmış olmasıdır… Ümmetin başında râşid bir İmam bulunmaması ve halkın bu muhterem zata biat ve itaat etmemesidir.
Allah, kendisine iman ve itaat eden kullarına -hâşâ- zulm etmez. Bütün bu krizler, fitneler fesatlar, sıkıntılar birer silledir, tokattır.
Hem Müslümanım dersin, hem de Kur’an’ın yap dediklerini yapmaz, yapma dediklerini yapar, öğütlerine kulak verip tutmazsan silleyi, tokadı yersin.
Hem Müslümanım dersin, hem de Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini tutmazsan, bid’atlere sapar ve batarsan tokadı yersin.
İslam’ın kriterlerinden biri fuhşiyattan uzak durmaktır. Bugün şu İslam diyarında fuhşiyatın, yani azgınlıkların bini bir parayadır. Ümmet-i Muhammed bunlara karşı emr-i mâruf ve nehy-i münker farizasını yapmazsa tokat gelir, sille iner.
Bir İslam toplumu namazı terk ederse dinini yıkmış olur. Bugün ülkemizde namaz kılanların sayısı yüzde onlara düşmüş, İslam binası yıkılmıştır.
Siyasal İslam ilerledikçe gerçek İslam, gerçek dindarlık geriliyor.
Son Ramazanda İstanbul’un, büyük şehirlerin sokakları alenen oruç yiyenlerle doluydu. Sabah namazlarında camilere gidiniz ve kaç kişilik cemaat olduğunu görünüz. Bunun sonu silledir, tokattır, azaptır.
Akaidini, ilmihalini, İslam ahlakını, kendini kurtaracak derece bilmek konusuna gelince: İstisnalar dışında koyu bir cehalet ve karanlık hakimdir. Bunun sonu tokattır.
Müslüman bir toplumda bilenler bilmeyenleri uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmekle yükümlüdür. Onlar bu vazifelerini hakkıyla yapmazlarsa felaketler, krizler, sarsıntılar, mânevî zelzeleler olur.
Kötülükler her gün artıyor, fitne ve fesatlar çoğalıyor. Allahü Teala ıslah olmamız için bize mühlet veriyor. Kendimizi, çevremizi, toplumu ıslah (iyileştirmek, İslam’a uygun hale getirmek) için çalışmazsak büyük bir yıkım olur ve hepimiz enkaz altında kalabiliriz.
Kurtulmamız gerçek Müslüman, gerçek dindar olmakla mümkündür.
Bunu halka anlatmak benim vazifem değildir. Öncelikle din hocalarının işidir.
Kimler anlatacaksa bir an önce anlatmalılar.