Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

“Barış, Barış” Demekle Barış Olmaz Selo!..

“Barış, Barış” Demekle Barış Olmaz Selo!..

Efendi, halkın bir deyimi vardır: “Bal, bal demekle ağız tatlanmaz.” Maşallah sen ağzını açıyorsun “barış”, kapatıyorsun gene “barış.” Sabah akşam “barış, barış, barış…” deyip duruyorsun ama, arkanı verdiğin PKK, askerleri ve polisleri pusularda şehit ediyor. Yoksa, sen ağzınla “barış” derken gözünle “saldır” mı diyorsun? 

Sabah akşam her yerde bunca “barış” demene rağmen barış yoksa, insanlar katlediliyorsa, senin  “barış” diye çığırman, tövbe tutmayan tavuk şeysine benziyor. Yani senin “barış” demen tutmuyor; kimse sana inanmıyor ki bak akan kanlarda boğulacağa benziyorsun.

Millet Ankara’da bayrağı kapıp teröre karşı yürüyor ve bunu sen de kendi cümlenle “Bayrağı al, teröre karşı yürü” diyorlar. Bu faşizmdir. Kimsenin bayrakla bir sorunu yoktur.” diyorsun. 

Bak hemen üzerine alındın bayrak meselesini. Senin cümlende bile bayrak karşısında terör vardı, sen bayrağın karşısına hangi ara kendini koydun?

Tabii bayrak karşısında terör varken, durduk yerde terör yerine kendini koyman, terörle yanı olduğunu gösterir. Millet terörü lanetlemek için bayrakla sokaklara, meydanlara düşüyor; sana ne oluyor? Yani, enişte düğün veya bayramdan sana niye uğruyor da kendi kendine gelin-güvey oluyorsun?

Arkanızı verdikleriniz PKK paçavrasıyla meydanlara sokaklara dolunca faşizm olmuyor; bu millet bayrakları kapıp bayrağın temsil ettiği istiklal için yollara, meydanlara düşünce faşizm oluyor ha?

Bugüne kadar 120 kadar Mehmetçik ve polis şehit oldu; gıkın çıkmadı. (Yok yok… Bir ara hiçbir şeye yaramayan “amasız-mamasız” bir mırıltın vardı. Herhalde “amasız-mamasız” derken, bir yandan onlara sahte laf çakıyor, öbür taraftan da Çukurca yolunda kucaklıyordun.) Kürtler kendi memleketlerinde rahat edemiyorlar. PKK enselerinde boza pişiriyor; haraç alıp çocuklarını dağa kaldırıyor… Olmadı, çatışmalarda ölüp gidiyorlar ama senin tuzun kuru… Nasıl olsa maaşın hazır, çocukların da güvende… “Alevere dalevere, Kürt  Memet, kod adı Brusk Amed olup mezara”; Selo’nun çocukları okula…

“Doksanlara mı dönüyoruz?” diyen güruh ve Selogiller şunu anlamalıdırlar ki,  90’larda, bu mitingler olmuyordu; şimdi oluyor ve olacak. 

Perşembe günü Ankara’da, pazar günü İstanbul’da terörü lanetleme mitinglerindeyiz. 90’larda bu mitingler yoktu; şimdi var!..

Askerî ve siyasî irâdenin yanında sosyal irâde de karşınızda kaya gibi dimdik duruyor ve duracak. Millet zamanı geldiğinde, ama sandıkta ama dağlarda Osmanlı tokadını yapıştıracak…

Yeni aşamalardan ve milletin teröre karşı açıktan tavır koymasından, korktunuz değil mi?

Terörle milleti sindireceğinizi zannediyordunuz; millet Mehmetçiğinin ve polisinin arkasında olduğunu gösterdi. Sizler arkanızı teröristlere verirken, milletin Mehmetçik ve polise omuz vermesinden korkun!..

Bu daha iyi günleriniz!.. 80 milletvekilli günlerin tadını çıkarmaya ve siyasetin gereğini yapmaya çalışın… Ve bu iyi günlerin kıymetini bilmezseniz, kendi mezarınızı kendiniz kazmış olacaksınız ve değil Türklerin içine, Kürtlerin bile içine çıkamayacak duruma geleceksiniz.

Bayrak faşizmmiş!.. Ve bu lafların üstüne bir de “barış” sosu dökersin ha?...

Bu lafı yedirirler adama!... 

*    *    *

Devlete (Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan) tavsiyem, İstanbul’dan sonra terörü lanetleme mitinglerinden birini İzmir’de, diğerini Diyarbakır, Van veya Şanlıurfa’da yapmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi