Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Teröre Karşı Mitingler ve Muhalefet

Teröre Karşı Mitingler ve Muhalefet

Terörle mücadeleyi, sadece asker ve polise terk etme tekilliğini yıllarca eleştirdik. Bu belâ ile mücadele ederken, siyâsî, askerî, toplumsal ve ekonomik alanlardaki tedbir ve tavırların, at başı beraber gitmesi lazımdır. 

Terör de gelişirken aynı yollardan geçer. Yani terörün oluşması ve gelişmesinde de siyâsî, askerî-militarist, toplumsal ve ekonomik yapıların paralel gelişmesi söz konusudur. 

PKK terörü, 1975’lerde başlarken, siyâsî-ideolojik bir hareket olarak başlamış ve bu hareket, 1991’de SHP’nin meclise soktuğu milletvekilleriyle legal bir politik zemin kazandı. Şimdi, sol-sosyalist geleneğin de desteğini alarak 80 milletvekillik bir siyâsî zemine kavuştu. 1980’lerden itibâren militer bir yapı da oluşturan PKK, bir yandan da uyuşturucu kaçakçılığı ve vatandaşlardan kestiği haraçla, ekonomik gücünü elde etmiştir. 

Baştan beri toplumsal güç oluşturamayan PKK, Temmuz ortasından beri, güya ilan ettiği özerklikle toplumsal destek almaya çalışıyor ve bu amaçla “kurtarılmış şehirler”de, halkı eylemlerde bir güç olarak polis ve askerle karşı karşıya getirerek, güya halkın tamamının da kendileriyle beraber olduğu izlenimini vermeye çalışıyor. 2012’de telaffuz etmeye başladıkları “devrimci halk savaşı” stratejisinin de temelinde, toplumsal destek arayışları vardır.

Terörle mücadelede de aynı aşamalar çerçevesinde mücadele edilir. Siyâsî ve askerî irâde, var gücüyle teröre yüklenirken, bu iki irâdenin arkasında güçlü bir toplumsal irâde de olması şarttı.  

Kıbrıs konusunu Londra’da tartışan rahmetli Menderes’in, meydanlardaki Kıbrıs mitinglerini göstererek “Halkımın isteklerinden taviz veremem.” diyerek Kıbrıs garantörlüğünü elde etmesi, sokağın ve meydanların gücünü gösterir. Bu yüzden TOBB’un Ankara’da, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan’ın İstanbul mitingi, teröre karşı sivil duruşu ve toplumsal irâdenin gücünü göstermiştir. 

Benzeri mitingler, daha kapsayıcı bir şekilde yapılmaya devam edilmelidir.

İki mitingden sonra, muhalifler mitingleri eleştirdiler. Özellikle sosyal medyada klavyeşörler, mitinglere demediklerini bırakmadılar.

PKK asker, polis vuruyor… Sosyal irâde teröre karşı duruş sergiliyor ama muhalefet teröriste yükleneceğine, miting düzenleyenlere abanıyor. Ve buna da “siyaset yapmak” diyorlar. PKK asker-polis katlederken, sosyal direnişi tahkim etme amaçlı düzenlenen mitinglere saldırmak, açıkça teröriste destek olmaktır. Terörist, muhalefetin bu tavrını görünce, “Bizlerle uğraşmıyorlar. Aha birbirlerine düştüler!...” diyerek sevinçle el ovuşturuyorlar.

İnternette güya Meral Akşener mahreçli, “Devlet teröre karşı operasyon yapar; miting düzenlemez.” lafını dolaştırıyor partizan ülkücüler. Akşener, böyle düzeysiz bir laf etmez. Çünkü o da bilir ki, böyle bir laf, hem terörle mücadele cephesini zayıflatır, hem de Ak Parti’ye muhalefet etmeyi dejenere eder. 

Özellikle sosyal medyadaki arkadaşlar, “Ak Parti’nin her yaptığına muhalefet edeceğiz.” derken, PKK ile aynı paralele düşmeyin lütfen. Ak Parti’ye muhalefet edecek başka konular bulun… Ak Parti’ye muhalefet etmeye çalışırken, terörle mücadeleyi zayıflatmayın.

***

Değerli okuyucularımın ve İslam âleminin Kurban Bayramı mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi