Ayazda Kaldı Hürriyet
Yarım asra yaklaşmış bir siyasi hareket…
Dile kolay milliyetçiliği anlatmak, anlatabilmek, onca imkansızlığa rağmen…
Kafes filminden bahsediyorum. Uzun zamandır heyecanla, merakla beklediğimiz filmin galasına davetliydik salı akşamı…
Galanın yapıldığı 3 salon da tıka basa doluydu. Birçok kişi yer bulamadığı için filmi merdivenlerde izledi.
Milliyetçi camianın önde gelen isimleri oradaydı… MHP’den, BBP’den siyasetçiler, yazarlar, sporcular… Hepsinin de birbiriyle konuşacakları çok konu, sohbet vardı… Salona girilirken bile sohbetler, hatıralar paylaşılmaya devam ediyordu.
KAFES
Akıcı bir senaryo, boğazınızı düğümleyen sahneler, gözleri yaşartan yaşanmış hikayeler ve tabii ki Ülkücülerin çilesi…
Hepsini bir filme, hele hele hiçbir yerden maddi destek almadan çekilen filme sığdırabilmek kolay değil.
Film çarpıcı bir sahneyle başlıyor… Öğrenci olaylarında işkence edilerek şehit edilen Dursun Önkuzu…
Filmin ana karakteri Mehmet Sipahi etrafında gelişen olaylarla 80 darbesine nasıl gidildiği, darbecilerin acımasız yüzü anlatılıyor.
Lütfü Şehsuvaroğlu’nun Kafes romanından uyarlanan film, eser sahibinden de izler taşıyor, taşımalı da…
Lütfü Ağabey; Ülkücü Hareket’in efsane isimlerinden…
Sloganların mimarı, Ülkücü yemininin yazarı, yazdığı kitapları, çıkardığı dergileri ve şiirleriyle Milliyetçi camianın simge isimlerinden biri…
Filmin ana karakteri Mehmet Sipahi’de Lütfü Ağabey’i, ülkücüleri, göreceksiniz… Onun hikayesini, cesaretini, şiddet yerine ilme verdiği önemi, fedakarlığı...
Mehmet Sipahi’nin bir sembol olduğu unutulmamalı… Hikayesi, yaşadıkları gerçek bir sembol… Filmin bir diğer ana karakteri İhsan Başkan’da Muhsin Yazıcıoğlu’nu, dönemin Ocak başkanlarından izler bulmanız mümkün…
Başrol oyuncusu İsmail Hacıoğlu, Elif rolündeki Nilay Duru ve Mustafa’nın annesi Melda Arat rollerine iyi hazırlanmış, emek vermiş, gözlem yapmışlar… Filmde ayrıca parantez açılması gereken bir oyuncu daha var… Mustafa’yı canlandıran Barış Küçükgüler rolünün hakkını fazlasıyla vermiş, adeta yaşamış…
TARİHE FARKLI BİR BAKIŞ
Bugüne kadar yapılan dönem filmlerinde, dizilerinde Ülkücüler genellikle “kötü, kaba, şiddet yanlısı” olarak tasvir edildi. Kafes, bu objektiflikten uzak bakış açısını kırıyor… Ülkücülerin çilesini anlatıyor… Gerçek yaşanmışlıkları, acıyı, işkenceyi tüm çıplaklığıyla izleyiciye sunuyor.
Darbe edebiyatı yaparak siyasi oy kapanların, parti kuranların, iktidara gelenlerin sevmeyeceği gerçekler anlatılıyor.
Ortalığı karıştıran ajanlar, Ülkücülere yapılan saldırılar… Namaz kıldıkları için bayıltılana kadar dövülenler, kafeslerde işkence çekenler… Hepsi gerçek… Hepsi yaşanmış olaylar…
FİLMDEN GERİYE KALANLAR
Filmin birçok yerinde gözyaşlarınızı tutmakta zorlanacaksınız.
Mustafa’ya haksız yere yapılan suçlamalar, masumiyet, Niyazi Mısri kitabı ve bisiklet…
Bu sahneler gerçekten çok güzeldi.
Galadan çıktıktan sonra insanların yüzündeki sarsılmışlık ve gurur ifadesi dikkat çekiciydi. Herkes kendinden bir parça buldu filmde…
Film sonrasında Lütfü Şehsuvaroğlu, oyuncular ve yapımcı Yasemin Nak’a yönelen tebrik seli, filmin iyi bir iş olduğunu gösteriyor. Böylesi cesur bir projeyi hayata geçirenleri tebrik etmek gerek…
50 yıldır tek bir filmi olmamış bir hareketin, hayatıyla, görüşleriyle alakası olmayan insanlar tarafından finanse edilerek çekilmesi tek bir refleks gerektirir: Tebrik ve teşekkür…
Lütfü Ağabey’in söz ve müziğini yaptığı, 80 dönemindeki işkencelere atıf yapan “Ayazda Kaldı Hürriyet”i dinlemek için bile bu filme gidilir:
Yardan mektup bekleyene, baba evi özleyene
Zulada aşk gizleyene, bağırttılar 1,2,3,4…
Ey adalet üstümü ört,
Ayazda kaldı hürriyet, 1,2,3,4…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.