AK Parti Seçime Kadar Ne Yapmalı?
1 Kasım seçimleri kapıya dayandı. Şunun şurasında 3 hafta kaldı. 3 hafta sonra ak koyun, kara koyun belli olacak.
Türkiye’nin selâmeti için partilerin yapması gereken çok şey var ama iktidara en yakın parti olduğu için, bu konuda en fazla gayret sarf etmesi gereken parti Ak Parti’dir.
Baştan söyleyelim, hâlâ “tekrar seçim”in Ak Parti’ye büyük kazançlar getireceğine inanmıyorum. Çünkü Ak Parti’nin bu günlerde sergilediği performans ile 7 Haziran öncesi sergilediği performans aynı. O performansla % 42’de kalındı ve 258 milletvekili zar zor çıkarılabildi. Yorgun düşmüş ve seçmen bıkkınlığı yaşayan seçmenlerle ancak o kadar bir başarı elde edebildi. Buna bir de bazı aydın gruplarının pasif kalması da eklenince, Ak Parti için % 41 bile, bana göre bir başarı idi. Seçimlere 3 hafta kalmışken, Ak Parti, tabanındaki seçmen yorgunluğu ve bıkkınlığını attıramamıştır ve bağımsız aydın desteğini hâlâ sağlayamamıştır. Bütün bunların üstüne “Çözüm sürecinde PKK bizi kandırmış ve şehirlere silah yığmışlar” masum itirafı da tuz biber olmuştur.
Sanırım Ak Parti adaylarına en çok sorulan soru “kandırılma”ya dairdir. Seçmenlerin, “Sizi cemaat kandırdı; PKK da kandırdı. Niye hep kandırılıyorsunuz? Yeni dönemde sizi kimler kandıracak? Bu kadar çok kandırılanlara niye oy verelim?” sorusu, adayları terleten sorulardır.
Ne ekonomi ne sosyal ne eğitim ve ne de sağlık alanındaki tedbirler ve iyileştirmeler kâr eder Ak Parti’ye!.. Geçen günkü yazılarımda da dediğim gibi Ak Parti’nin tek çıkar yolu, seçimden öncesine kadar PKK’yı ıhtırmak ve yöredeki PKK destekçilerinin yüreklerine korku salmak, PKK’yı desteklemeyenlerin de güvenini kazanmaktır. Diğer bölgelerden alacağı oyların AK Parti’ye pek faydası olmaz. Çünkü durum değişmez diğer bölgelerde. Ama doğu ve güneydoğu halkının güvenini kazanır da oylarını alırsa, ihtiyacı olan 18 milletvekilinin daha fazlasını alır.
Daha önceki açılım sürecini yüzüne gözüne bulaştıran Ak Parti, silahsız geçen iki buçuk yılın kıymetini yöre halkına yeteri kadar anlatamadı. Terörün olduğu zamanlarda açılmayan dükkânlar, satılamayan malların yanı sıra verilen haraçlarla mahvedilen aile bütçelerinden sonra, çözüm sürecinde dükkânların açılması, para kazanılması ve benzeri rahatlıkların tadı, yöre halkına iyi hissettirilmemiş ki, oylarını Ak Parti’ye vermediler.
Gençlik tabanı da hayli zayıf olan Ak Parti, yeni nesillerden pek fazla oy alamıyor. Yeni gençlerin büyük bir kısmı, Gezi büyüsünün sonucu olarak, Ak Parti’ye karşı konumlanmış durumdalar ve bunlar aynı zamanda şiddetli birer Tayyip Erdoğan muhalifi. Hatta sadece muhalif değiller, derin bir nefret duygusuyla dopdolular. Sosyal medyada görüyoruz… Erdoğan muhalifi bir paylaşım, binlerce beğeni ve yorum almakta; Erdoğan taraftarı bir paylaşım birkaç yüz beğenide kalmakta. Nefret duygusu, beğenme duygusundan daha dinamik ve daha etkili bir duygudur. Sayın Cumhurbaşkanımız bu nefret duygusunu, ancak PKK’yı ıhtırarak sevgiye dönüştürebilir. Çok değil, seçime kadar birkaç ilçede PKK’nın beli kırılırsa, Ak Parti’ye “İşte bu ilçelerde başardık; oy verin terörü bütün bölgede ve tamamen bitirelim.” deme imkânı doğar.
Bunları diyoruz, yazıyoruz da dinleyen kim?.. Müteahhitleri dinleyenler bir defa da bizi dinleseler, Türkiye kurtulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.