Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Nutuk Kısmını Biraz Kıssak

Nutuk Kısmını Biraz Kıssak

Bu ümmet şanlı bir maziye sahiptir... Yani “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu/ Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” dediğimiz devirlerde devlet adamı ile ilim adamının yanılma payı çok az olurdu.

Onun için; içtihadında hata ederse bir, isabet ederse iki sevap...

Devlet adamının ağırlığı ile sorumluluğuna bakın.

İlim adamına verilen değere bakın.

Şimdi öyle mi?..

Batı emperyalizmi “politika” diye bir çorap icat etti. Onu giydin mi, dişlerin sağlamsa, dilin de çabuk kurumuyorsa at atabileceğin kadar...

Zaten atmazsan atarlar seni...

Bu kadar kanlı cinayetler işleyen terör örgütü aleyhine mesai arkadaşı ve de yoldaşı HDP’den insani boyutu ile doğru dürüst bir kınama geliyor mu?

Gelmez, gelirse örgüte vefasızlık olur...

Eş başkan vefalıdır!.. Politikalarını PKK’nın akıttığı kanlar üzerinden pişiriyor.  Hem de öyle vıdı vıcı değil, kutsanmışından!

İnsanın ağırlığı ile hafifliği politikacının şapkası ile çenesi arasındadır.

Yapacağız edeceğiz: Çene...

File de deveye de selam: Şapka...

Hele de karanfil üzerinden fatiha okuyup ölenleri anma gibi bir adetin de politik mi, yoksa inancın gereği midir çözemedim. Madem Avrupalı yapıyor, biz niye yapmayalım hesabı, politika bu onlara benzemeden demek ki olmuyor.

Hadi mezarları, hastaları ziyaret edip dua okuyup şifa dilemek bizim geleneğimiz. Gel gör ki karanfillere fatiha okuyup da papatyaları ihmal etmek ayrıcalık değil de nedir? Teröre gelince onun öyle bir zoru yoktur.

Her taraf kan koksun diye basar tetiğe, veya bombaları infilak ettirir...

HDP Türkiyeli olmaya soyunmuş ya!

Onun politikası Kandil’den pişirilerek içerisine jöle niyetine biraz da domuz yağı katılır ki çabuk kokmasın. Ama kan nerede olsa kokar...

Örgüt yollarda mayınları patlatırken, askerlere suikast düzenlerken, genç kızları dağlara kaçırılarak iğfal ederken Eş Başkan ekranları çıkıp sırıtıyor.

“Barış istiyoruz da yapmıyorlar” demez mi!

Barışsa, Yasin Börü ile üç arkadaşı hunharca neden katledildi?

 Çocuğu kucağında katledilen annenin feryatları hala dinmedi.

Politikaya girdin mi ne çıkacağı belli olmuyor.

Boşuna söylememişler, “Devlet adamı olacak çocuk pohundan belli olur.” 

Demek ki eskiler çocuklara ta kundakta iken dikkat ederdi, hatta adam olacak çocuğun kundağını farklı kurarlardı. Onların bezlenmesi de farklıydı. Sıkıntı burada, şimdilerde malı götürmek için politika gerekiyor.

Terör konusunda gereksiz ona buna çatarak hasım toplamak gibi bir marifet! Veya dinlediğinizde her şey sütliman. Oysa ki sütliman olan ne?

PKK’nın örgütlenmesi sadece dağdaki deliklerle kaim olmayıp bunun arka planı şehirlerdir. Apartmanına kadar örgütlü. Apartman muhbirleri var.

Anında bölge sorumlusuna yetiştirirler.  O bakımdan örgütlenmiş şehirlerde sokağa çıkma yasağının pek o kadar da ehemmiyeti yok. Yasak kalkar örgüt kaldığı yerden devam eder. 

Dağ örgütlenmesine son üç ayda önemli derecede zayiat verildiği gerçek.

Ancak bu aşamadan sonra problem şehirlerdir. Fazlaca nutuk atıp ayarı kaçırma yerine, şehir istihbaratı geliştirilerek örgüt üzerine gidilmesi daha isabetli olur diye düşünürüm...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi