Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Lozan’dan Ankara’daki Patlamaya

Lozan’dan Ankara’daki Patlamaya

Terörle ilgili her şeyin sebebi Lozan’dır ve Ortadoğu’da patlatılan her bombanın arkasında Lozan vardır; sıkılan her kurşunun tetiği Lozan’da çekilmiştir.

İngiltere ve Amerika’nın Ortadoğu iştahı, 1915, 1924’te tatmin olmadı. Şimdi Türkiye dâhil Ortadoğu’da devletlerin dağıtılıp sınırların değiştirilmesi ve yeni bir paylaşımın olması için, bu devletlerin statik yapılarının sarsılması şart. Ortadoğu’da yaşanan terörün arkasında bu iki ülkenin üst aklı vardır.

Şimdi yeni hamle, tamamen Türkiye’yi sarsmaktır.

Terör örgütlerinin gelişmesi ve güçlenmesi için, karşıt sivil yapıların olması şarttır. PKK yıllardır karşı güç olarak sadece devletin legal gücüyle çatıştı ve daha çok silahlı propaganda yöntemini kullandı. 

Dağlarda yapılan çatışmalar bir tarafa, PKK ve diğer terör örgütleri, son yıllarda canlı bombacılarla “fedai eylemleri” yaparak toplumsal yapıyı sarsma amacı gütmeye başlamışlardır. Özellikle Irak ve Afganistan’da yaşanan canlı bomba olayları, o toprakların karakteri olmak üzeredir.

Türkiye’de ilk canlı bomba saldırısı 30 Haziran 1996 günü, Zeynep Kınacı (kod adı Zilan) tarafından Tunceli’de gerçekleştirilmiş ve patlamada 8 asker şehit olmuştur.

Sonraki canlı bomba saldırısı, 29 Ekim 2011 tarihinde Bingöl’de gerçekleşmiştir. Bu saldırıda bombacıyla beraber, 2 kadın ve 1 çocuk ölmüştür. 

Madımak, Başbağlar, 1986 ve 2003’teki İstanbul Sinagog saldırıları, HSBC saldırısı, Ankara Anafartalar saldırısı, Güngören saldırısı, Türkiye’yi sarsmak amacıyla gerçekleştirilen saldırılardır. Bunların bazılarını El-Kaide, bazılarını PKK yapmıştır. 

***

Son canlı bomba olaylarını yeni yaşadık. Diyarbakır, Suruç saldırıları, henüz tazeliğini koruyan saldırılardır.

Sinagog ve HSBC saldırıları hariç, niye diğer saldırılarda PKK ve sol var.

Türkiye’de sağcıların toplantılarında bu tür patlamalar olmamıştır. Çünkü sağcılar, bu tür bir saldırıya maruz kalsalar, o acıyı orada yaşarlar ve Allah’a tevekkül ederek, acılarını içe gömerler. Bu açıdan, ülkenin “çatırdaması” için sağcılar faydalı bir enstrüman değildir.

Sol gelenek, köksüz ve mazisiz olduğu için, yeni bir kültür oluşturmak amacıyla, bütün oyununu can ve kan üzerine kurmuştur. 1968’den beri, silahı ve kanı kutsayan sol gelenek, her saldırıdan sonra mağduriyet psikolojisi ile saldırganlaşarak güç gösterisine girmekle beraber,  bu ölümlerden hikâyeler çıkararak olayın etkisini süreklileştirir ve böylece ülke hafızası, yerli olandan arındırılır; yerine yepyeni ideolojik ve seküler hikâyeler yaygınlaştırılır. Böylece ülkenin sosyal yapısında büyük çatlaklar meydana getirilerek çatışmalar sürekli hâle getirilir. Çatışmacı, kutuplaşmış ve birbirine tahammül edemeyen grupların olduğu sosyal yapı, dağılmaya mahkumdur.

Üst akıl dediğimiz İngiltere ve Amerika, Lozan’dan önce ve Lozan’la dağıtamadığı Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için PKK ve IŞİD’i çarpıştırarak kullanıyor. PKK ve yandaşlarını bir araya topluyor (Son zamanlarda MLKP üzerinden bir grup Alevi’yi ajite ediyorlar.); toplanmış kitlelere IŞİD’i saldırtıyor. Saldırıya maruz kalanlar, bu oyunu fark ettirmemek için, olay anından itibaren “Devlet yaptı” diyerek hedef saptırıyor ve devleti yıpratma amacı güdüyor. 

Canlı bomba geleneğine yabancı olmayan bir kitle ile beraber 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta ve 10 Ekim’de Ankara’da sergilenen tiyatro budur; Selo falan kullanışlı birer figürandır. Bu patlamalarda daha çoook hikâyeler çıkarılacak, şarkılar (ilahîlar) ve kutsal günler, kutsal mekânlar/meydanlar çıkarılarak olay taze tutulacak ve soysal yapı parçalanmaya çalışılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi