Geçen Haftadan Akıllarda Kalanlar
Abdullah Gül’ün Demirtaş mağduruna(!) “geçmiş olsun” dileklerini iletmesi anlaşılamayan bir girişim olarak gündemin başında yerini aldı.
En azından % 50 kesim şaşkın…
AK parti ile terör bağlantılı HDP arasında ipler bu kadar gerginken Abdullah Gül’ün, Demirtaş’a neden taziyede bulunduğu sorgulanıp duruyor.
Kurucusu olduğu partiye bir tepki mi? Yoksa sürecin devamına bir öpücük mü? Bizim oralarda bir türkü vardır:
“Haçan bir kız kaçacak, yan basar ayağını. İner ahıra çözer sığırların bağını…” Bağ çözülsün ki kargaşalık olsun, kız da rahatça sevdiğine kaçsın…
Terör odaklı karışık bir gündem yaşıyor Türkiye.
HDP’li Pervin Buldan’a göre PKK terör örgütü değildir, nedenini de altı milyon oy almasına bağlıyor. Yani oyu HDP değil PKK almış oluyor…
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de “PKK’nin terör eylemleri olabilir ancak terör örgütü değildir” şeklindeki açıklaması hukukçu kimliğine ne de yakıştı ha!.. Akıl tutulması…
Esrar satıyor da esrarcı değil! O dağlara kaçırılan çocuklar, ırzlarına geçilen kadınlar o yörenin insanı değil mi kardeşim? Terör örgütü değil de insanlar zorla dağlara neden kaçırılıyor?
Yoksa hepsi yalan da Demirtaş mı doğru?
Şimdi soralım… O kadar kalabalık Gar’ın önünde neden toplandı?
Gerçekten bir demokratik toplantı mı, yoksa teröre destek mi?
Olayın bu tarafını neden konuşmuyoruz? Adını barış mitingi koymuşlar…
Şu hale bakın, hangi barış, kimin barışı? Barış dediğin iki halk veya iki devlet arasında olur, her gün asker, polis katledenle neyin barışını yapacaksın?
Terörist silahını teslim eder, her şey biter.
Şu anda benim karşımda bir Kürt kardeşim oturuyor, çarşıya çıkın Kürt Türk beraber, camide beraber, hacda beraber, cephede beraber…
Küs olan yok ki barışsın.
Türkiye dış odaklı bir ihanet cephesi ile karşı karşıyadır.
Bileşkeleri, karizması ile ülkenin siyası istikrarını sağlayan ve de büyük yatırımlara imza atan, Erdoğan’ın şahsında Türkiye düşmanlığıdır.
Bölücüsü, teröristi, emperyalisti hepsi ona vuruyor.
Hem de inadına vuruyor… Bize de düşen görev, her şeye rağmen inadına sahip çıkmaktır.
Seçime az kala servis edindikleri patlama olayını iktidarın engellemediğidir. Oysa ki bu patlamalar yeni değil. Eskilerde çokça Taksim gibi kanlı olaylara şahit olduk.
Ne zaman sanayin kalkınır, üreterek sattığın ile alacağın denk gelir o zaman bu olaylar biter, oyun kurulan değil kuran olursun.
Şu cambazlığa bakın…
Merkel, PKK terör örgütüdür diyor.
Obama da diyor, Fransa da diyor, İngiltere de diyor…
Peki bu canilere silahı, parayı ben mi veriyorum?
Bu bir oyun, tıpkı Abdülhamit Han’a oynadıkları oyunun aynısı.
O halde PKK terörü neden bitmiyor? diye sormayın.
Düşünün ki; bu ülkede cumhurbaşkanlığı yapmış birisi terör destekli bir partiye taziyede bulunuyorsa, bir diğeri de Gar Meydanı’nı “Demokrasi Meydanı” olarak değiştirmeye kalkışıyorsa, cemaatten teröre destek geliyorsa, sapla saman birbirine karıştı demektir. Kimin hangi ipte oynadığı belli değil…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.