Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Mualla Kavuncu’nun Vicdanı

Mualla Kavuncu’nun Vicdanı

11 Kasım’da, İstanbul’da, mezarlığa giden HDP’lilerin başörtülü bir kadına saldırısı, “Yüzlerce HDP’li, başörtülü bir kadına linç girişiminde bulundu.” şeklinde verildi. Neyse ki videosu var. Seyrettim. Hiç de yüzlerce kişi değil. Üstelik, eylemcilerden bir kısmı, kadını korudu; saldırganların elinden kurtardı.

Hâdiseleri doğru okuma kabiliyetimizi kaybediyoruz. Haber almıyoruz. Yorum alıyoruz. Bir sıfatın veya fiilin peşine düşüp, aynı yerde bulunan herkesi, aynı kefeye koyuyoruz.

Kabataş’ta da bu yapıldı. Eylemciler vardı. Saldırganlar vardı. Saldırganlara engel olmaya çalışanlar vardı. Dolmabahçe’de araba yakılırken “Yapmayın!” diye bağıran kadının sesi hâlâ kulaklarımda. Eminim, Zehra’ya saldıranlara da böyle bağıranlar oldu. 

Zehra Develioğlu’na saldıranların 70-80 kişi olmaması, hâdisenin yalan olduğunun ispatı olarak kullanıldı. 11 Kasım’daki görüntülerde yüzlerce kişi değil, küçük bir grup saldırıyor. Bu durumda “Yalan. Saldırı olmadı.” mı diyeceğiz?

Sizleri, benim de geç okuduğum bir yazıdan haberdar etmek istiyorum. Sosyolog Mualla Kavuncu, Kabataş ile ilgili bir yazı yazmış. Hayko Bağdat’a hitâben. Her nedense ilgi görmedi. Kavuncu, bir Gezi eylemcisi. Kabataş’a, önce inanmamış. Sonra, piyasaya sürülen videoyu seyretmiş ve Zehra’nın polise verdiği ifâdeleri okumuş. Pişman olmuş Zehra’ya inanmadığına. Yazı, internette var. “Mualla Kavuncu Kabataş” yazın ulaşabilirsiniz. İsteyenler okuyabilir. Kısa bir alıntı yapacağım.

“Taksim dışındaki gezi, hele de İstanbul dışındaki gezi, bizim burda havasını soluduğumuz geziden çok farklıydı. Gerçekten başörtülü görünce kendini kaybeden bir gürûhun egemenliğine geçti çoğu yerde. Hadi Kabataş’taki olaya inanmayalım -ki ben inanmamıştım- o kadar çok başörtülü arkadaşım tâcize hakârete uğradı ki. Ankara’da benim gibi düşünen, geziye destek olmak için onlara katılan başörtülü yeğenim, kendini neredeyse linçten zor kurtarıp bir dükkâna sığındı; yine de Taksim’deki çekirdeğin yanında yer almaya devam etti ve sâdece, ‘Ankara’da her şey çok farklı.’ demekle yetindi.”

“Gezide böyle gürûhlar vardı maalesef Hayko. O gördüğümüz, günlerce yaşadığımız hârikulâde ruhun üzerine titremek istesek de ona toz konduramasak da maalesef o ruh, sâdece Taksim’deydi. Futbol holiganları, içkili genç erkekler, kadını meta gören zihniyet, gözü dönmüş kitle psikolojisi, her şey her şey yapar. Allah hepimizi böyle bir gürûhun arasında kalmaktan korusun.”

Şimdi “Ama görüntüler” demeyin. Kabataş görüntülerinde, spikerin yönlendirmesi var. Zehra’nın olduğu yerdeki itiş kakışı tahfif etme var. Kayıp dakikalar var. Mualla Kavuncu, yazısında bundan da bahsetmiş: 

“Zehra ne üstü çıplak deri eldivenli 80-100 kişiden bahsediyor ne de bu 80-100 kişinin üzerine işediğinden. Bâzılarını öyle tanımlıyor, “kalabalık bir grup” diyor, “Sanırım bir kaçı üzerime işedi; öyle hissettim.” diyor. Yere düştükten sonra yerde olanları etrafları grupla çevrili olduğundan dışardan kimse göremez zâten; kameralar da göremez. Videoda da tramvay görevlileri, duraktakiler uzun uzun dikkatle bakıyorlar, orda ne oluyor anlamak için. Bu görülüyor. Peki bağırmadı mı Zehra? Grup bağırdığı için ve zâten tramvay, trafik gürültüsü de olduğu için bağırabildiyse bile duyulmamıştır ki sesi.”

Bu vicdanlı yazı için teşekkürler Mualla Hanım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kerime Yıldız Arşivi