Cıvık Hocaların Kötü Önderliği 1
Birkaç yazı öncesinde “Ölmüş Kafire Hayır Dua Ve İstiğfar Edilemez 1- 2” başlığı altında bugünlerde çok hatırlanması gereken iki ayet ve onların iki yorumunu yazmıştık, hatırlarsanız. O iki yazıyı anlayan anladı ve hatasından vaz geçti. Ama bilerek hataya, vebale, günaha devam edenler de oldu. Ve günaha bir önder olarak öncülük etmeye devam edenler de…
O iki ayet şunlardı:
“Öyle ki, sen onlar için ister istiğfar et, ister istiğfar etme, bir şey değişmez, her ikisi de eşittir. Onlar için yetmiş kere istiğfar etsen de, (yani ne kadar çok istiğfar edersen et), yine de Allah onları kesinlikle affetmeyecektir, bağışlamayacaktır.” (Tevbe 80)
“Ve onlardan biri (kafir ve münafıklardan birisi) ölürse asla namazını kılma ve kabirinin başına gidip durma. Çünkü onlar Allah'ı ve Resulünü tanımadılar. Ve fasık olarak can verdiler. Onların ne malları, ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah, onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murat ediyor, başka değil.”(Tövbe 84-85)
Ne diyor Allah Teâlâ bu ayetlerinde?
Diyor ki: Ölmüş kafire, münafığa istiğfar edilmez, rahmet dilenmez. Dilesende boş bir iştir, Allah o duayı kabul etmez. Sonra onların cenaze namazı da kılınmaz, kabirlerinin başında da durulmaz. Aksini yapmak ise Allah’a isyandır, günahtır.
Bir kafir öldüğünde sevinen müslümanları yadırgayan müslümanlar çıkıyor aramızdan. Müslümanların can düşmanlarına beddua edenleri ayıplayan müslümanlar çıkıyor maalesef aramızdan. Bunlar, Batı Düşüncesinin etkisinde kalmış dinini hakkıyla öğrenmemiş cahil Müslümanlardır.
Neden böyle yanlışı doğru gibi yapıyorlar?
İki sebepten ötürü. İlki, samimilerdir elbette, ama cahildirler, dinlerini bilmiyorlar.
İkinci sebep de, bir kafir veya zalim öldüğünde taziye ilanları veren, hoca mı siyasetçi mi ne olduğu bilinmeyen, herkese şirin görünerek sevilmeye çalışan, herkese mavi boncuk dağıtan, şan ve şöhret düşkünü, makam ve mansıp budalası, kendini beğenmiş bir iki cıvık hocalar, âlimler yüzünden. Ölen adam açıkça “ben dinsizim, dua mua gerekmez. Cenaze namazımı kılmasınlar. Kılarlarsa da başı sarıklı bir imam kıldırmasın. Beni Müslüman mezarlığına değil, eşek adasına gömün. Ya da vakfımın bahçesine gömün. Yerimi de top sahası yapın ki belli olmasın.” diyor. Bu cıvık hoca taifesi de kalkmışlar, dine, şeriata, ahirete inanmayan böylesi adamlar için taziye yayınlayarak “Tanrıdan rahmet diliyor”.
Dile sen dile. İşte ayet: “Onlar için yetmiş kere istiğfar etsen de, (yani ne kadar çok istiğfar edersen et), yine de Allah onları kesinlikle affetmeyecektir, bağışlamayacaktır.” (Tevbe 80)
Sen Allah’a inat ne yapmak, kime yaranmak istiyorsun? Ne kadar aşıksın din düşmanlarına? Allah için sevmek var da, Allah için sevmemek yok mu? Bunu bilmeyecek kadar cahil değilsin, bu küfre şirinlik niçindir? Dünya bu kadar mı tatlı?
İşte kötü örneklerdir bunlar. Bunlara dilendikleri sevgiyi vermeyeceksin, saygıyı göstermeyeceksin, sözlerine de kendileri gibi değer vermeyeceksin, itibar etmiyeceksin ki kendilerine gelsinler. Yoksa, Müslümanı sevmez, ama gavurlara aşık olurlar. Baştan sona aşağılık duygusuna batmış zavallılar.
Samimi ama cahil bir kısım insanlar da onların yanlışlarına bakarak “herhalde doğru davranış budur” diyorlar. Kötülüğe önderlik yapan bu zavallıların peşinde perişan oluyorlar.
Öte taraftan koca Diyanet teşkilatı susuyor. Memleketteki bütün ulema ve meşayih susuyor. Bu cıvıklar konuşup taziye ilanları veriyorlar.
Peki, ulema ve meşayih neden susuyorlar?
İyi bir soru. Ama cevabı gelecek yazıya kalsın mı?