Bugünkü Halimizle Kurtulabilir miyiz?
YAZDIKLARIM öncelikle Türkiye Müslümanları için geçerlidir ama bütün Müslümanları ve İslam dünyasını da yakından ilgilendirir.
Birinci madde: Hilafetsiz bir İslam dünyası kesinlikle kurtulamaz, kölelikten kurtulup hürleşemez, düşmanlarını yenemez, yükselemez. Âdil ve râşid bir Halife seçilsin, halk ona biat ve itaat etsin demek kolaydır ama bunu hayata geçirmek son derece zordur. Hilâfet’in önündeki en büyük engel paramparça olmuş vasıfsız Müslümanlardır.
İkinci madde: Tek bir Ümmet çatısı altında toplu olarak bulunmayan Müslümanlar bir Hâlife seçip ona biat ve itaat edemezler. Şu anda Ümmet yok, binden fazla irili ufaklı parça, grup, hizip, cemaat var. Bunlar en önemli konularda ve krizlerde bile bir araya gelemiyor. Sanki birleşmemek konunda tam bir ittifak halindeler. Bu bin parçanın üçü beşi dışında Hilafet, Halife seçimi diye bir günden maddesi yok. Nasıl toplanacaklar, kimi Halife seçecekler? Her birinin, kendi başındaki zatın Halife olmasını, “ötekilerin” bu zata biat etmesini isteyeceğinden şüphe yoktur.
Üçüncü madde: İslamî eğitim meselesi halledilmeden, hiçbir problem temelinden çözülemez. Türkiye’de İslamî eğitim var mı? Gerçek İslam okulları ve medreseleri var mı? Çocuklara ve gençlere İslamî kültür ve eğitim, İslamî ahlak ve karakter terbiyesi veriliyor mu? Son yıllarda Müslümanlar (tam sayısını bilmiyorum) özel İslam okulları açtılar ama bunlar her haliyle gerçek İslam okulları mıdır? Bugünkü millî eğitim mevzuatı ile İslam okulu açılabilir mi?
Dördüncü madde: Müslümanların durumunun iyileşmesi, ıslahı için, bütün parçalar ve hizipler tarafından kabul edilmiş ortak bir hizmet, vazife, kurtuluş, hürleşme plan ve programımız yoktur. Plansız programsız idare edilmeyen küçük bir market bile başarılı olmaz, sonunda bocalayıp iflas eder. Türkiye’mizde böyle bir İslamî ıslah programını, planını kimler yapacaktır? Bu da, Halife seçmek kadar zor bir iştir.
Beşinci madde: Müslümanların kurtuluşu, Türkiye’nin doğru yolda yürümesi, iyi işler yapılması, kötülüklerin önlenmesi, selâmet sahiline çıkılması için; işlerin, hizmetlerin, vazifelerin, faaliyetlerin vasıflı faziletli Müslümanlar tarafından yürütülmesi gerekir. Bizim böyle yeterli sayıda elemanımız ve bunlardan oluşan vasıflı kadrolarımız, üniter bir yapımız, hiyerarşimiz var mıdır?
Ümmet birliği nedir… Hilafet nedir ve Halife kimdir?.. Şeriat nedir, şer’î düzen ve şer’î hürriyet nedir?.. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmak ne demektir?.. Emanetleri ehline vermek ne demektir?.. Vasıflı Müslümanda ne gibi şartlar, faziletler, meziyetler, hasletler olması gerekir? Müslümanları ıslah edecek ortak plan ve program nedir, nasıl hazırlanabilir?.. Bu soruları soruyor muyuz, bunlara cevaplar arıyor muyuz?
Yakın zamana kadar Türkiye’nin en büyük, en güçlü, en imkanlı, en tesirli cemaati ile İslamî siyasî iktidar arasında birkaç yıldan beri süren amansız ölümüne bir savaş cereyan ediyor. Bu savaş bile biz Müslümanların acıklı halini ortaya koymaktadır.
Nasıl uyanacağız, nasıl toparlanacağız, aklımızı ne zaman başımıza alacağız, bilmem ki…