Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Geri Sayım

Geri Sayım

İstediğiniz kadar “Bu seçim de geçmiştekilerden birisi, çok anlam yüklemeye gerek yok!” deyin, Türkiye’de her seçim bir öncekinden çok daha önemli ve daha anlamlı artık. Siyasi denklemi değiştiren ve sadece ülke içinde değil, bölgede bir çok etki uyandırabilen özellikleri vardır Türkiye seçimlerinin. Onun için Türkiye gibi hassas ülkelerin kahramanı da hâini de bol olur. Yine onun için dört bir yandan saldırıya geçebilecek, gerektiğinde Türkiye’yi dizginlemek için hazırda bulundurulan terör örgütleri yahut ‘ibadet-ticaret-ihanet’ üçgenini mesken tutmuş ‘sağdan yaklaşan’ emanetçiler daima bulunmuştur bu topraklarda...  

2002’den sonra işbaşına gelen siyasi iktidarların ezber bozan icraatları ve ülke içinde tarihi bir hesaplaşma ve reformasyon dönemini başlatmaları, uluslararası konjonktürdeki çalkalanmalarla ve İslam Dünyası’na yönelik müdahalelerle tevafuk edince Türkiye’deki ve bölgedeki her hadise ve her siyasi gelişme olması gerekenden çok daha büyük ve beklenmedik çapta etki uyandıracak bir nitelik kazandı. 

HEDEF, SEÇİMİ MANİPÜLE ETMEK

1918’de kapatılan defterlerin yeniden açıldığı ve 1945’te açılan defterlerin kapatılmak istendiği hassas bir süreçten geçerken elbette kırka yakın devlet doğuran; Tanja’dan Jakarta’ya, Kazan’dan Dârusselam’a, Kırım’dan Darfur’a, Saraybosna’dan Aden’e geniş bir nüfuz sahası olan ve aslında sınırlarından çok daha geniş bir ‘kapsama alanı’na, isminden çok daha büyük bir manevi şahsiyete sahip, imparatorluk bakiyesi Türkiye’nin seçimleri, ‘Türkiye’ye bırakılmayacak kadar’ önem kazandı. 

Her siyasi iradesi statüko dışına çıkmak isteyen ve küresel güçler tarafından çizilen ‘kırmızı çizgiler’i aşan ülkelere yapılan operasyonların benzerleri Türkiye ve civarında sahnelenmeye başlayalı çok olmadı. 7 Haziran öncesi ve sonrası yoğunlaşan her türden terör saldırılarının ve küresel itibarsızlaştırma, istikrarsızlaştırma operasyonlarının hedefinde Türkiye ile birlikte etki ettiği tüm coğrafyanın ve nüfuz ettiği tüm toplumların olduğu muhakkak.

MASADAKİ SENARYOLAR

Bu küresel siyaset mühendislerinin masasında birçok kısa, orta ve uzun vadeli senaryo var. Türkiye için ‘en kötü senaryo’, Türkiye’nin Suriye ve Irak benzeri bir kaosa, çatışma ortamına, hükümetsizliğe sürüklenmesi; ülkenin Suriye ve Irak gibi ‘çökmüş devlet’ haline getirilip bölünmeye müsait bir zemin hazırlanması. ‘Kötü senaryo’ ise mevcut kriz ortamının devamı demek olan ve ülkeye enerji kaybettiren Ak Parti’nin tek başına iktidarını engelleyerek Erdoğan’ı da güçsüzleştirmek ve ‘siyasi istikrarsızlık’ halini derinleştirmek. Böylelikle Türkiye’yi iç sorunlarla boğuşmaya mahkûm ederek bölgede etkin rol almasına mani olmak. 

İyi senaryolara gelince, ilk dosyada, Ak Parti’nin yeniden tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu sağlaması ancak iç siyasi restorasyon çalışmaları ve çekişmeler sebebiyle uluslararası inisiyatif alacak gücü sınırlandırılmış, orta vadede statükoya karşı duruşu değerlendirilmek üzere şimdilik dizginlenmiş bir Türkiye hedefi var. İkinci klasörde ise yine Ak Parti’nin tek başına hükümeti kurduğu ve yeni anayasayı yapan, iç çatışmalarını çözen ve ekonomik hamlelerine devam eden bir denklem var. Bu senaryo ‘iyi’ olmakla birlikte, Suriye, Irak ve Yemen krizleri sebebiyle Türkiye’nin bölgesel inisiyatiflerinin engellendiği için ‘iyinin kötüsü’ denebilir. ‘En iyi’ senaryo ise, Suriye, Yemen ve Mısır’da devrim şartlarına geri dönülen ve Türkiye’nin de dahil olduğu meşruiyet yanlısı yeni bir eksenin oluşması. 

1 Kasım’da oy verirken bu senaryoları hatırdan çıkarmamakta fayda var… 

Geri sayımda son günlerdeyiz; teyakkuzda olalım derim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi