Bu Ramazan’ı hasarsız atlattınız
Dünyayı kucakladın hâlâ doymadın mı
Öyleyse bundan sonra hep gökyüzüne bak
Gökyüzü bakirdir sen daha duymadın mı
Durma sen gecikirsen başkası yutacak
Ramazan normal boyutta bir balıktı, daha büyüğüne hamle yaptılar..
Bir ayağı Türkiye’de, diğer bir ayağı Almanya’da olmalıydı ardına düşecek balığın..
Dolayısıyla;
İktidarla kavgaya tutuşunca “Ramazan uydurma haberleri” aksadı..
Eğer patron rahat durumda olsaydı görürdünüz gününüzü..
Her gün bir yerden oruç tutmayanın linç edildiği haberini alırdınız..
Nice mazlum gençleri nice azgın çocuklar oltayla yakalar, iftar ateşinde pişirirlerdi..
Acar muhabirler fena şekilde Avrupa’ya baktılar..
Dörtköşe yazarlar patronun işareti üzerine taarruza geçtiler ve Türkiye Allah’a şükür unutuldu da “Ramazan savaşları” olmadı..
Diyarbakır’dan yaktılar haberi gelmedi..
Gaziantep’ten ip takıp sürüdüler haberi çıkmadı..
Konya’dan “kıtır kıtır kestiler” haberine rastlamadık..
Üniversitelerdeki şeriatçı(!) gençler, mazlum demokrat ve cumhuriyetçi gençleri ne hacamat ettiler ne de hastanelik..
Zekeriya Beyaz’a, Yaşar Nuri Öztürk’e ve benzeri ilahiyatçılara “fetva” haberine hasret kaldık..
Beyza Bilgin hoca hangi makamdan çalardı kim bilir..
Yok kardeşim yok işte..
Böyle verimsiz Ramazan mı olurmuş?
Hadiyin hep birlikte yüklenelim Başbakan’a..
Başbakan’ı tahrik eden “rafineri” bimarına, “Hilton” sevdalısına da biraz sitem edelim..
Kocaman bir Ramazan hiç böyle sessiz-sedasız, vurdusuz-kırdısız geçer miymiş?
Apartta bekleyen dörtköşe yazarlar yazdılar, çizdiler ama onların da hoşuna gitmemiştir gece/gündüz “Deniz Feneri” seyretmek.. Fener üstüne kilitlendiler de, bereket versin asparagas haberlerden kurtulduk..
Ardını, astarını, asılsızlığını araştırmadan Demirel derhal görüş bildirirdi:
“Bu yapılanlar cinayettir, zulümdür..”
Elhamdülillah lal-ü ebkem kaldı bu Ramazan..
Hiçbir şey diyemedi..
Baykal alırdı sazı eline..
“Biz diyorduk gelen, şeriatın ayak sesleri diye.. Bunlar cumhuriyeti ve laikliği yıkma eylemleridir..”
Hangi eylemler bre?
Zaten haber diye yazılanlar vaki değiller..
Olsun!..
Sayın Sosyalist Demokrat ve süper laikçi lideri durduramazsınız..
O her yerin avukatıdır..
Yeryüzünde sırf George Bush’un avukatlığını yapmadı..
Yapardı ama vakit bulamadı sevgili kurtarıcımız..
Bunlar konuşur da Onursal Sabih durur muydu?
Ne münasebet!..
Çok sayın Onursal Sabih’in cebinde fetva dolu tıka-basa.. Hangi konu gündeme gelse o konuda bir civciv atar ortaya..
“Ramazan’da sigara içti” diye ters ters bakan imama hangi cezanın verilmesini başka kim bilir ki?
Sigara içene yan bakmak.. Oruç tutmamasını ima etmek elbette cezasız kalmazdı..
Kartel gazeteleri en verimsiz bir ay geçirdiler ki, bundan sonrası korkarım daha kötü olacak.. Çünkü, ileri bir tarihte Başbakan ile Ertuğrul arasında uzunca bir söyleşi yapılır ve de reddedilen hususlarda izin çıkarsa kime vuracaklar?
Patron, “Aman vurmayın, başka kulvarlarda kulaç atın” dediğinde, kim “Yok, ben yıl boyu hazırladığım Ramazan dizisini yayınlayacağım” diyebilir?
İtaatsizlik eden olursa alimallah tezkeresi eline verilir..
Emin abilerinin durumuna düşmeyi kim ister?
CAH gene bugünkü gibi döktürebilir miydi?
Kim midir bu CAH?
Siz hiç rumuzdan anlamaz mısınız? Dönderin, çevirin, harflere yer değiştirin, çıkar CAH meydana..
Bayramdan önce görüşürüz inşallah..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.