Ey Allah’ım!
Ey alemlerin rabbi olan Allah’ım! Ey yerlerin ve göklerin haliki! Ey ahiretin biricik maliki! Ey her şeyin gücü ve kuvveti karşısında bir hiç kesildiği biricik iktidar sahibi! Ey yarattığı insanları karanlıklarda koymayıp onlara yol gösteren, nizam veren Allah’ım!
Sen bizim Rabbimizsin. Bizi sen yarattın. Rızkımızı sen veriyorsun. Senden başka tanrı yok. Sen varken kimseye minnet borcumuz da yok. Ancak sana kulluk eder, ancak senden dileriz. Düşe kalka da olsa senin yolunda yürümeye çalışıyoruz. Bin bir hatamız, günahımız, vebalimiz olsa da senin dininden razıyız, şeriatından mutluyuz, ahlakından mesuduz. Bizi bu güzel dinden, bu faydalı şeriattan, bu aziz ahlaktan mahrum etme. Kafirlerin yolunda yürümekten koru. Bizi ve kıyamete kadar gelecek nesillerimizi dalaletten ve küfürden, dolayısıyla gazap ve lanetinden koru.
Sen Rab olarak bize karşı ne kadar iyi ve cömert olduğun halde, biz kul olarak ne kadar hatalı, kusurlu ve ayıplıyız! Sen bize manen şah damarımızdan da yakınken, her şeyimizi görüyor, biliyorken, bizim sana manen uzak kalışımız ne kadar utanç verici ve kahredici. Yaptığımız günahlardan dolayı tövbe ederek sana sığınır, senden utanarak af ve mağfiret dileniriz. Ey Rabbimiz, çok pişmanız!
Ellerimizi açarak sana uzatıyoruz. Rahmetine bakarak umutlu, azabına bakarak korkuluyuz. Korku ve ümit arasında beşik gibi sallanıyoruz. Ne olur, tut ellerimizden şefkat ve merhametinle, bizi ve perişan ümmetimizi bırakma Allah’ım…
Ey Allah’ım!
Her ne kadar sana layık kullar olamasak da, her ne kadar günahlara batmış olsak da, biliyoruz ki sen merhametliler merhametlisisin. Senin rahmetinin büyüklüğü bazen bizleri aldatıyor. "Bunu da affeder" diyerek ayıp işler yapabiliyoruz. Onca nimetlerini yerken bunca günahları işlemekten aslında utanıyoruz. Başımızı eğiyor ve çaresiz sana dönüyoruz. Biliyoruz ki Rabbimiz sensin. Başımız sıkıştığında başka kapımız yok. Ne olur, bizi bırakma Allah’ım. "El-aman" diyoruz, kapama kapıları yüzümüze, biz ettik, sen etme Allah’ım. Sana yüzümüz yok, çok sözden de utanıyoruz, ama sen rahmetinden mahrum etme Allah’ım.
Ümmet çok perişan, kurtar bizi Allah’ım! İsyanımız bizi güçsüz bıraktı. Günahlarımız senin zaferinden mahrum etti. Cehaletimiz bizi birbirimize düşürdü. Senin doğru yolun varken, kafirlerin eğri büğrü yollarına saptık. Bizi aldatan ve birliğimizi dağıtan kafirler üstümüze üşüştü, tepemize çöktü, bizi perişan etti. Her taraf yangın yeri. Umduğumuz dağlara kar yağdı. Çok ihanetler gördük. Hepsi de seni bilememekten, dinini, kitabını, resulünü bilememekten kaynaklanıyordu asıl. Ne olur, bizi özümüze dönder, bizi iyiliğe yönelt, bizi değiştir ve geliştir Allah’ım!
Ey Allah’ım!
Evet, bizler sana layık kullar olamasak da milletimizin ve ümmetimizin başına iyi Müslümanlardan güzel idareciler getir. Bize merhamet eyle. Bozulan işlerimizi düzelt. Müslümanları barıştırıp hakkıyla kardeşler eyle. Milletimizi, ümmetimizi bütün sıkıntılarından kurtar. Küfürden, nifaktan, ırkçılıktan, asabiyetten, gavur muhabbeti ve taklitçiliğinden, kavmiyetçilik ve ırkçılık lanetinden, hasseten laiklikten koru.
Bizi bize bile bırakma, rahmetinle sarıp sarmala, bizi hidayetten ve sıratı müstakimden ayırma. Tut ellerimizden, bizi bırakma Allah’ım.
Amin, bi hürmeti seyyidil mürselîn vel Kur'an'il Kerim.