Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Sandıklar Konuştu

Sandıklar Konuştu

Halkımız konuştu...

Seçim öncesinde Cumhurbaşkanı “halkın iradesine saygılıyız” demişti. Başka ne denir ki? Madem seçim, madem halka soruluyor o da cevabını verdi.

Bu cevap iyice okunmalı ve de değerlendirilmeli.

Bütün olumsuzluklara, hinliklere, puştluklara, iftiralara, tertiplere, oyun bozanlıklara, kişisel hesaplara, ayak oyunlarına rağmen AK Parti yine birinci. 

Birleştiler, oynaştılar yine de yıkamadılar...

Ülkenin neredeyse yarısı AK Partili. 

Nedeni ise, bu halk kimsenin kara gözü ile kara kaşına hevesli değil. Bir asra yakındır kırılanlar, dökülenler var. Halk ille de kilo alayım, yiyeyim, içeyim, zevku sefama bakayım kaygısı taşımıyor. Onun kaygısı başka...

“Lozan Zaferdir” dediler, evvela tarihimize, kültürümüze, inancımıza büyük bir darbe indirdiler. Bu millet orada kaybettiklerini geri almak istiyor.

Derdi sıkıntısı çabası o...

İstiyor ki çocuklarına İslam öğretilsin.

Milli tarihimizin alfabesi olan Osmanlıca öğretilsin.

Ve böylece ufuklara doğru giden yollar açılsın...

Yeniden dünyanın güneşi doğsun, güneşe doğru koşsunlar. 

Dünyamıza, insanlığa barış gelsin...

Benim gibi inanmıyor diye “besmele çekerek” başını kesmekle İslamiyet de olmuyor, İnsanlık da olmuyor. Allah Resulü(cc) “esirlere eziyet etmeyin” buyururken, sen en acımasızını yaparsan, buna da İslam dersen, o İslam’ı senin zulmünden kurtarmak için sandık bile kafi gelmeyecek, bombalar inecek tepene, cehennem ateşinde cayır cayır yanacaksın.

Evet o ayet... “Köleleriniz kardeşlerinizdir, onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin” ilahi emrini nereye koyacağız?

Osmanlı’nın büyükleri öyle demişti:

“Köle almak, köle olmaktır.”

İşte bu ülkenin %50’si seçimlere o gözle, o gönülle bakıyor.

Bakıyor ki bir asra yakındır devletin başında hiç alışık olmadığı şeyler oluyor. Hele de “din ayrı devlet ayrı” denilen ithal malı laikliği milletimizin başına ördüklerinde kimseler selam veremezken devlet artık cami yapıyor, Kur’an diyor, Osmanlıca diyor, Kur’an alfabesi olan Arapça diyor. Ey IŞİD’li “seçimleri boykot edin” diye çağrıda bulunurken kullanmış olduğun İslam’ı üslûp hak da, yaptığın ne haktır ne de hakikattir.

Ne söylediğinin, ne yaptığının farkında değilsin...

Öyle demişti büyüklerimiz, çocuk doğunca önce bezlere sararlar.

Bu millet inancını, kültürünü, tarihini önce bezlere sarıyor, sonra da gerekirse çizmelerini de giydirecek. Yeri ve zamanı geldiğinde bu vatan     için şahadet de haktır.

Bu halk Türkü ile, Kürdü ile, Lazı ile, Çerkezi ile bilmem hangi kavmi ile ne yaptığının farkındadır. Her şeye rağmen, istikrar derken bir şeyler bekliyor...

Daha dün Müslüman deyince adamdan saymıyorlardı.

Camiler, Anadolu’dan Balkanlara kadar tarihi eserler harap...

Hele de Kemalizm’in goygoycularından Mahmut Esat Bozkurt şöyle demişti: 

“Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı...” M. Kemal de “Arap’ın dini” demişti...

Bugün ise “kendi dinimiz” diyebiliyorsak demektir ki köprülerin altından çok sular geçti. Milli barış, milli doğuş giriyor vizyona...

O yüzden %50 tarihe, kardeşliğe, birliğe doğru çekerken, diğer karışık taraf da yıkıma, kargaşalığa, asimilâsyona, Avrupalılaşmaya, bölücülüğe, teröre, müstemlekeciliğe...

 “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ki kurtuluşa eresiniz” ayeti.

İşte bu milli ve manevi ip bizim ipimiz.

Şimdilik de kopmadı.

Sıkıca sarıldıkça kopmayacak inşallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi