Şükürler ve Tebrikler
Çok şükür seçim bitti. Hem de milleti bayram ettiren bir neticeyle. Çoğunluk derin bir nefes aldı. Avrupa ve Amerika’nın istemedikleri kazandı. Bunda muhakkak bir hayır vardır. Kâfirin dediğinin tersini yapan her zaman kazanır.
Elhamdülillah, seçimlerin sonucundan memnunuz. Daha iyisi de olabilir miydi? Allah bilir. Mesela Anayasayı tek başına değiştirebilecek 331 milletvekili ile de tek başına iktidar olunsaydı daha mı iyi olurdu? Allah bilir. Zahirde hemen “evet” diyesimiz geliyor, ama unutmayalım, bunda da vardır bir hayır.
Buna katkı sunan herkese teşekkür ediyoruz. Özellikle de kendi partilerine rağmen istikrar için oy veren dindar ve muhafazakâr MHP, BBP, Saadet, Hüdapar gibi partilerin mensuplarına teşekkür ediyoruz. Olumsuz siyasetiyle tabanına ters düşerek bu seçimlere olumlu katkı veren Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ederiz.
Allah bütün milletimize, ümmetimize, vatanımıza ve İslam memleketlerine hayırlı eylesin. İktidara sorumluluğunu unutturmayarak hayırlı işler yaptırsın. Yeni bir İslam toplumu ve medeniyeti inşasında olumlu adımlar atmayı nasip eylesin. Âmin.
Seçilen bütün vekillerimizi tebrik ederim. İnşallah milletin ne istediğini iyi anlar da canla başla ona hizmet için çalışırlar. İnşallah işlerini yaparken Allah korkusunu, ahiret sorgusunu hiç unutmazlar. İnşallah haktan, hukuktan, adaletten, insaftan, merhametten, doğruluktan, barıştan, özgürlükten, huzurdan yana iş yaparlar. İnşallah aldıkları itibar ve ücreti hak ederler. İnşallah bu büyük milleti tarihteki asıl yerine ikame edecek işler görürler.
Diğer şehirler kusura bakmasın, bir de özel tebriklerimi yazayım. Seçimlerde Kahramanmaraş'tan milletvekili olan dostum İmran Kılıç Hocamı, iki öğrencim Veysi Kaynak ve M. Uğur Dilipak Beyleri, dostum M. İlker Çitil Beyi ve Muhterem Mahir Ünal, Celalettin Güvenç Beyleri, Nursel Reyhanlıoğlu Hanımefendiyi ve MHP'den Fahrettin Oğuz Tor Beyi tebrik eder, sağlık ve mutluluk içinde hayırlı hizmetler için başarılar dilerim.
Bu arada sevinemeyenler var elbette. Gayet tabiidir. Seçimin doğal sonucu değil midir bu? Bizim şımarık Beyaz Türkler, Batıcı, laik kesimler, başkası adına bu ülkede var olanlar, şişman kediler yine çocuk gibi ağlamaya başladılar medyada:
“Ya bizim korkularımız, endişelerimiz, üzüntülerimiz ne olacak? Ya bizim kırılan kalbimiz nasıl onarılacak?
Of ki of!
Artık büyüyün yahu? Yeter artık, bıktık çocuk bakıcısı olmaktan. Allah aşkına büyüyün artık. Koca koca adamlar oldunuz, hala masallardaki gulyabanilerden korkuyorsunuz?
Yavrum sokaklarda insanlar dolaşıyor, iktidar muhafazakârlara geçti diye ortalığı cinler, periler, gulyabaniler kaplamadı. Siz niye korkuyorsunuz bu yaşta?
Yahu siz hiç mi olgunlaşmayacaksınız Allah aşkına? Hem “demokrasi” diyorsunuz, hem de kaybedince ya ağlıyor, ya da mızmızlanıyorsunuz. Evladım, demokrasilerde böyledir, birisi kazanırsa diğeri kaybedecektir. Madem demokrasi diyorsunuz, artık bu kuralı da içinize sindirin yahu!
- “Yok, hem demokrasi olsun, hem de hep biz kazanalım.”
Engin Ardıç olsaydı, lafı gediğine koyar ve “yok yahu, anan o kadar güzel mi? Derdi. Ama biz öyle diyemiyoruz. Ancak şöyle soruyoruz:
- “Öyle şey olur mu yahu?”
- “Niye olmasın? Dağdaki çobanla, göbeğini kaşıyan adamla, hep bulgur ve makarna yiyenle ben bir miyim? Milli şef İnönü döneminde hep öyle olmaz mıydı? Her seçimde CHP kazanmaz mıydı?”
- “Evladım aradan nerdeyse yüz yıl geçti. Sen hala sabi masum çocuk musun? Hiç mi büyümeyeceksin?”
Ayıp yahu! Altmış yaşındaki koca koca adamlar ağızlarında emzikle geziyorlar, olacak iş mi bu?