Iyi ve Kötü İdare
BİR ülkenin, toplumun iyi idare edilip edilmediği konusu; dinlere, inançlara, kültür ve zihniyetlere, medeniyetlere göre farklılık arz eder. Meselâ, bir Müslüman ile bir dinsiz bu konuda hemfikir değildir. Birinin ak dediğine öteki kara diyebilir. Çünkü farklı, bazen zıt kriterlere sahiptirler.
Ülkenin iyi ve kötü idare edilmesi konusundaki İslamî kriterler nelerdir?
Birincisi: Hazret-i Peygamber (Salat ve selam olsun ona) “Siz ne halde iseniz öyle idare olunursunuz” buyurmuşlardır. Kötü bir toplum iyi idare edilmez, iyi bir toplum da kötü idare edilmez.
İkincisi: Bir toplum kendini bozarsa, bozulursa iyi idare edilmez.
Üçüncüsü: İslam terminolojisinde fuhşiyyat=azgınlıklar kelimesi ve kavramı vardır. Bir toplum azarsa, yani Kur’an’da ve Sünnette günah, suç, ayıp olan işler orada yaygın hale gelirse, açıkta açıkça küstahça işlenirse idare bozulur, kötüleşir.
Dördüncüsü: Bir ülkede birlikte yaşayan Müslümanlar emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmazlarsa, yahut yapsalar bile çok az, yetersiz şekilde yaparlarsa orası yine bozulur ve sonunda batar. Emr-i maruf, dinin iyi görüp emr ettiği işleri, şeyleri sadece yapmakla kalmayıp yaptırmak demektir. Nehy-i münker, dinin kötü, günah, suç, ayıp gördüğü şeyleri yapanları engellemek demektir.
Beşincisi: Bir ülkede yaşayan Müslümanlar birlik olmazlar, tek bir Ümmet çatısı altında toplanmazlar, râşid ve âdil bir İmama biat ve itaat etmezlerse, kötülükler sökün eder ve her şey bozulur, sonunda yıkım olur.
Altıncısı: Müslüman toplumun yüzde doksan beşi beş vakit namazı cemaatle kılmazlarsa yine idare kötü olur ve üzerlerine musibetler iner.
Yedincisi: Müslümanlar kardeş olmazlar, birbirlerini sevmezler, birbirlerine acımazlar, birbirlerini destekleyip tutmazlar; aksine bazısı bazısına düşmanlık ve buğz ederse, o toplum da iyi idare olmaz.
Sekizincisi: Müslüman bir toplum, bir ülke, işlerini meşveret ile, yani ehliyetli, uzman, güvenilir kimselere danışarak görmezse orada yine iyi idare olmaz.
Dokuzuncusu: Yalan söyleyenlerin, gıybet ve iftira edenlerin, aşırı miktarda gevezelik ve zevzeklik yapanların, gizli ayıp ve günahları araştıranların haddinden fazla çok olduğu bir toplum iflah olmaz, necat bulmaz, iyi idare edilmez.
Onuncusu: Kur’an’ın kesinlikle yapılmasını istediği emirleri ve farzları yapmayan, kesin yasak ve haramlardan kaçınmayan, Kitabullahın ve Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) öğütlerini dinlemeyen, yerine getirmeyen sözde Müslüman bir toplum iyi idare olunmaz, bir sürü kötülük içinde çırpınıp durur.
On birincisi: Kanunları ve hukuk sistemi âdil olmayan bir ülkede büyük bir bozukluk var demektir ve orası iyi idare edilmez, edilemez.
Peki ne yapmak lazımdır:
Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatın emirlerine uymak, yasaklarından uzak durmak, öğütlerini dinleyip tutmak gerekir.
Tefrikayı giderip tek bir Ümmet olmak gerekir.
Râşid, âdil, muttaqi, faziletli, firasetli bir İmam’a biat ve itaat etmek gerekir.
Din konusunda kendi re’y ve hevası ile konuşmamak; ilim, irfan, hikmet sahibi ülü’l-emre itaat etmek gerekir. İcazetli ihlaslı ve taqvalı ulema, fukaha ve meşayih ülü’l-emrdir.