Millet “Hizaya Geeelll” Çekti...
Millet 1 Kasım’da kuvvetli bir “hizaya gel” çekti.
İşte manzara: Hizayı bulamayanlar, bulduğu halde dizlerinin bağı çözüldüğü için ayakta duramayanlar ve yanlış yerde durduğu halde kendini hizada sananlar!
Bu millete mensup olmaktan gurur duyuyorum! 7 Haziran’da AK Parti’ye hafif “hizaya gel” çektiğinde de hissiyatım aynıydı. Ama şimdi asıl hizaya gelmesi gerekenlere verdi dersi.
Neydi o öyle? Özköşk efendi almış eline kalemi, 1 Kasım’dan sonra Ak Parti yönetimini nasıl asıp keseceğinin, milleti nasıl aşağılayacağının planlarını yapıyor.
Çünkü sonuçtan kesin olarak emin! Tarih yeniden yazılacak!
Millet “tarih öyle yazılmaz böyle yazılır!” dedi. Adam sonuçlar açıklanırken gece boyu ekrandaydı... Sonuçlar geldikçe renkten renge girdi. Bukalemun cinsi bu herifin renk değişimine gıpta ile baktı!
Ya gelmiş geçmiş azılı saldırganlardan Çölaşan’a ne oldu?
Yazacak mecali kalmadı! Dün nihayet yoğun bakımdan çıkmış, yazısının başlığı: “Keyifsiz yazı!”
Senin keyfini kaçıranlara kurban olayım!
Kimbilir 2 Kasım için nasıl mutantan bir yazı hazırlamıştı. Mecburen çöpe attı. Şimdi yazıya bundan daha ehven başlık bulamamışsın demek ki. Size eziyet olacak ama, aziz okuyucular, bu “keyifsiz yazı”dan bazı satırlar aktaracağım:
“Seçim sonuçlarının böyle çıkacağını değil bilmek, tahmin eden bile yoktu. Sürüsüne bereket anket firmalarından hiçbiri AKP’nin yüzde 49 oy alacağını bilememişti. Bunlardan biri seçimden birkaç gün önce “AKP yüzde 47” diye açıkladığında hep birlikte “Amma da uçmuş, palavranın bu kadarı da olmaz” demiştik. Bırakın anket firmalarını bir yana, Tayyip-Ahmet ikilisi bile böyle bir sonucu rüyalarında görseler hayra yormazlardı. Sanırım seçim gecesi sandıklar açıldıktan ve sonuçlar ekrandan akmaya başladıktan sonra her ikisi de şok geçirdi. Yandaş medya öyle… Sevinmek haklarıydı çünkü hiç ummadıkları büyük ikramiye onların biletine çıkmıştı!”
Aziz okuyucular, bu satırlardan akan hamakat kimbilir kaç barajı doldurur!
Bak emniyetsiz gammaz Emin ben sana izah edeyim, anlamasan da…Bir önceki seçimde AK Parti hep yüzde elli civarında dolaşan iddialar öne sürdü. Hatta böyle anketler yayınlattı…
İddia kadar insanı alt eden bir pehlivan bulunmaz.
Halk, “madem ki iddialısın, hadi bakalım” dedi…
Bu sefer öyle olmadı…Hep tevazu öne çıkarıldı. Muhtemelen Tayyip Bey ve Ahmet Bey seçim sonuçları ile ilgili böyle tahminler yaptılar, fakat dışa vurmadılar.
Ben dahi uzletgâhımda böyle tahminler yaptığım halde onlar neden yapamasınlar?
Eğer emniyetsiz Emin beni arasa, eski bir düşmanım olarak sorsa idi, husumeti bir yana bırakır onu aydınlatmaktan asla geri kalmazdım: “Ben yüzde elli diyorum, sen yetmiş de!”
Çünkü senin için hissedilen oran yüzde ellinin de üstünde olacak!
Fakat kendilerini o kadar inandırmışlar ki safderunlar….
Neyse, onlar seçim sonuçlarında yanıldılar, ben onların kalemlerini kıracağı kehanetinde... Yani bir biriz, eşit durumdayız! Tabii bu konuda iki kavil var. Birincisi “yenilen pehlivan” hikâyesine bakınız... İkincisi “müptezel fahişe meselesi”... Bunlar tövbe tutmaz!
Birisi köşe yazarlığını bıraktığını ilan etmiş (Cüneyt Ülsever). Asla ve kat’a inanmam! Bir süre sonra bir pundunu bulup tövbesini bozar!
Gelelim eş ve leş başkanlara! Seçimin asıl ve ebedî mağlubu onlar.
“Kürt’sen bana oy vereceksin, dövsem de sövsem de; vermezsen sonucuna katlanırsın, PKK seni döver!” bu şantaj tutmadı... Hani beyaz Türklere de “Beyaz Türk olmanın şartı Tayyip’e karşı Kürtçü partiyi desteklemektir” dediler ya, o büyü de bozuldu.
Seçim gecesi baktım açıklama yapıyorlar. Aman Allahım, sıfatları düşmüş, yüzleri kömür karası olmuş. Sanki yakınlarda vefat eden dünya şampiyonu Şamil Sam’dan kroşe yemişler. Yo azizim, bunların yediği adıyla sanıyla “Osmanlı tokadı”. Acısı bir seçimden ötekisine kadar devam eder.
Ne diyor bu yavrular? “Yerim dar, yenim dar...” Eş-Efendi ve Eş-Madam bana bakın: Sizin asıl beyniniz dar, gönlünüz dar!
Eğer beyince bir gelişme kaydedemezseniz, gönlünüzü genişletemezseniz duvara toslamaya devam edeceksiniz. Uymasanız da tavsiyede bulunacağım: Kerim Kitabımızda Taha Suresi’nin 25. âyetini sık sık okuyun. “Kâle rabbi işrah lî sadrî” /“Rabbim, genişlet göğsümü...”
Bir de Namık Kemal’in deyimiyle insafsız avcıya hizmet eden Zalim Der’den Ayhan var... Tabii sandıkta boğulmuş. PKK’ye çatamayacağı için, önce AK Parti’ye saldırıyor, sonra da terör örgütünü zikrediyor.
Eğer mazlumlardan yanaysan, millete bak, millet sana doğru yolu işaret etti. Çık açıkça terör örgütüne saydır...
Var mı o yürek sende?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.