Yargıda giderek seviye düşüyor
Dereyi görmeden paçaları sıvayan birisi hiç değilim.
Derenin kimi zaman taşkınlığını...
Kimi zaman suyunun çekildiğini görüyorum...
Yargılama dediğimiz olayın vuku bulduğu mekanlar mahkemelerdir. Mahkumiyeti de beraatı de onlar veriyor. İşte bütün sorun burada.
Nasıl veriyor?
Poyrazköy, Balyoz, Şike dedik mi?
İddianamelerini okudum, çuvallarla deliller.
O delillere göre de müebbedinden başlamak üzere mahkûmiyetler.
Bu arada beş yıla varan tutuklu kalmalar.
E sonra?
Sonrası tam tersi...
Beraat...
Ne mi değişti?
Binalar, masalar, sandalyeler, yazıcılar, servis arabaları, yemekhaneler, mübaşirler, hizmetliler, memurlar değişmedi...
Soruşturmayı yapanlarla kararı verenler değişti...
Gel de bunu izah et, de ki “bu yargı adil karar veriyor...”
Adamı beş yıl yatırıyorsun, mahkum ediyorsun sonra da aklayıp toplumla yüzleştiriyorsun. Böyle olunca da vatandaş adalete güvenir mi?
Hele de bilirkişilik tam bir karmaşa.
Hakime gerek yok, bilirkişiyi gör işin tamam.
Büyük şehirlerde bilirkişi örgütleri türedi, hakim dosyayı bunlara veriyor, onlar da genel de fezleke veya müfettiş raporunun genelde aynısını yazıp veriyorlar.
Sonuç genelde o rapora bağlı...
Dedik ki duruşma salonlarına kamara koyun da gidişatı gözlerinizle görün.
Saat dokuza duruşma gelir koşar gidersin, bakarsın ki aynı saatte en azından beş dosya var. Bazı mahkemelerde gece geç saatlere kadar duruşmalar sürerse çilesini vatandaş çeker.
Hekimhan Asliye Hukuk mahkemesinde açtığımız istimlak davasına bir yıldır duruşma verilemiyor. Sebebi hakim eksikliği imiş...
Bu meslekte tam kırk dört yılım geçti.
Az çok anlayan biriyim... Gittiğim yerlerde görüyorum, bazıları var ki gerçekten dişini tırnağına takarak çırpınırken bazıları da ya anlamıyor, veya anlamak için efor sarf etmiyor...
Toplumda dosyaların okunmadığı kanaati yaygın.
Karayollarına ait dozeri müteahhidin kullanmasına göz yummayan teknikeri görev yerinde öldüren müteahhide Samsun 2. Ağır Ceza mahkemesinin vermiş olduğu müebbet hapis cezasını Yargıtay 1. Ceza dairesi görevden kabul etmediği gibi, sanığın “küfretti öldürdüm” şeklinde ki delilsiz savunmasını tahrik kabul ediyor.
Bir başka olayda... İstanbul’da gece geç saatlerde mahalle muhtarının bindiği araç şoförü yolu kapatınca arkadan gelen taksıdaki kişi ile aralarında kavga çıkıyor.
Kavga sonrası bu kişi 02 sıralarında evine giderek yiyenleri, kardeşleri toplam 10-15 kişiyi alarak geri dönüyor. Önce muhtarın yanında kine, sonra da muhtara sopalarla saldırıyorlar. Üzerine çullanan demir sopalı10-15 kişiden kurtulmak için ruhsatlı silahı ile gelişi güzel ateş ederek iki kişiyi öldürüp bir kişiyi de yaralayan muhtara tahrik hükümleri uygulamayan ağır ceza mahkemesinin kararını 1. Ceza Dairesi bu sefer de onaylıyor.
Tablo bu... Bir olayda katil “bana küfretti” dediği için tahrik uygulanıyor, görevden doğduğu halde görev suçu kabul edilmiyor, diğer olayda üzerine çullananlardan kurtulmak için silahını kullanmak zorunda kalan lehine tahrik hükümleri uygulanmıyor.
Ne olacak bu yargının hali?!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.