2018’e Daha Var
Genel başkanlık tartışmaya açıldığında; yolu tüketeceklerle, yoldan geri döneceklerin itişip kakışması meydan okumalara sebebiyet veriyor.
Bahçeli son noktayı koydu:
“Hak etmeyen kurultay salonuna giremez.”
Olağan genel kurul tarihi de 2018.
Nerede olursa olsun baş aranmaya başlanınca o başın başı ağrıyor demektir.
Şu anda adaylarla MHP’nin başı dertte.
Bahçeli’nin kendi yandaşları tarafından istenmeyen adam ilan edilmesinin sebebini milletvekili sayısını dört ayda 80’den 40’a indirmeye bağlıyorlar.
Hani şu hep “ben yokum” meselesi...
Görünüşte iddia doğru, ancak bir başka doğru da, AK Parti’nin tek başına iktidar olmasıyla ülkedeki siyası istikrarın en azından dört yıl daha sağlanmasıdır.
Hani damarımız vardı ya... İşte o damardan olaya bakarsak ülkedeki istikrarın bozulması mı iyi, yoksa MHP’den 40 milletvekilinin gitmesi mi?
Burası da bir bakıma özveridir.
Çıkıp da “vatan sağ olsun” diyemiyoruz...
MHP 100 milletvekili alsaydı ne olacaktı?
Yine koalisyon değil mi?
AK Parti tek başına iktidar oldu vatan gemisi kurtuldu...
Hani “kendi nefsi için düşündüğünü din kardeşi için düşünmeyen hakiki iman etmiş sayılmaz” hadisi şerifi var ya. Var da uygulayan kim?
Benim cemaatim, benim partim, benim mezhebim olmadıktan sonra dünya yıkılsa bana ne! “Kalan sağlar bizimdir” akorduna uyarak biz yine ayrıcalığımıza devam ederiz...
Yurtseverliğimize de laf söyletmeyiz...
İslam aleminin içerisine düştüğü fitne “hep bana” değil mi?
Hizbullah “ben Müslüman’ım” diyorsa,
IŞİD “ben de Müslüman’ım” diyorsa, Özgür Suriye Ordusu da aynı şeyi söylüyorsa o zaman bir araya gelseler ne katil Esed’in zulmü kalır, ne de ABD ile Rus uçakları o topraklara bir tane bomba atamaz.
Fedakarlığın, birlik ve beraberliğin olmadığı yerde yıkım var.
İslam alemi terörden, kargaşadan, fitne fücurdan dökülüyor.
Şu soru oldukça önemli, Bahçeli yıkılsa MHP ayağa mı kakacak? Şahsen öyle bir şey olacağını hiç sanmıyorum. Hem de kalksa ne değişecek?
Kim ve de hangi özellikleri taşıyarak değiştirecek?
Bir yaramazı aldığınızda yerine yarayanı koymak zorundasınız. “Beni aday etmedi, ben de genel başkan adayı olurum” demekle bir yere varılmaz.
Saff süresi ayet 4: “Allah kendi yolunda kurşunla perçinlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” O zaman biz neyiz?
Çelik miyiz yoksa teneke miyiz?
Tarihi yıktık, demokrasiye geçtik ya...
Anlatayım: Lise öğrenciliği yıllarında, babası memur çokça içki kullanan bir arkadaşım yemek esnasında meyve suyumun içerisine gizlice votka kattığını bilemedim.
Ayağa kalktığımda dünyalar dönüyordu...
Neredeyse beynim yerinden fırlayacaktı, o gece eve gidemedim, bir otelin çatı katında sızdım kaldım, Allah(cc) o pisliği bir daha da nasip etmedi...
Bana o işi yapan merakla soruyordu:
“Ben her sefer içiyorum bir şey olmuyor da sen bir seferliğine neredeyse öteki dünyayı boylayacaktın.” Evet demokrasi işte budur...
Batı alemi her an demokrasi içer bir şey olmaz.
Bir kere de olsa bizi fena halde tutuyor bu meret.
2018’e daha çok var ama, kırılanlar dökülenler eski yerlerine kolayına yapıştırılamaz, bağrımızda yeni cepheler açılır. Gelin bu batı iksirinden vazgeçelim; şuraya, liyakate, karizmaya, takvaya, kendimize dönelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.