Antalya ve Tahkim Sancıları...
Transferlerden bir sıyrılalım ve futbolumuzun kalbinin, bir günlük de olsa, Antalya’da attığı dakikalara dönelim.
Futbol Federasyonu yönetimi, Merkez Hakem Kurulu, hakemler ve Kulüpler Birliği Vakfı bir sihirli değnek gücü ile Antalya’da bir araya geliverdi. Geliverdi de ne oldu?
Açalım... Kulüpler Birliği Vakfı’nın orada bulunuşun sebebi daha önce zaten açıklanmıştı. Herkesin gözü önünde hakemlere gider yapmaktı. Tabii ki MHK de bundan nasibini alacaktı. Başkan Gümüşdağ çıktı ve saydı da saydı. Bu arada başta Cüneyt Çakır olmak üzere hakemlerimizin büyüklerin maçlarında psikolojik baskı altında kaldığından söz etti. Altına imzamı atarım. Peki, bu durumda iş kime düşer? Tabii önce TFF’ye... Öyle uygulamalar devreye sokar ki, MHK de rahatlar ve hiç düşünmeden, hiç kasılmadan atamalarını yapar. Öteden beri yazıp söyledim; Cüneyt hocayı yıpratmama adına büyüklerin maçlarına vermeyin diye... Hiç mi maç vermeyin? Hayır, bu ligde her hafta dokuz maç oynanıyor. Dörtler birbirleriyle oynamayacaklarsa, geriye beş maç kalıyor... Verin Cüneyt hocaya ayda üç maç. Bundan daha iyi idman mı olur? UEFA veya FİFA derse ki, “Böyle şey olmaz, hakeminizi kullanmam…” Siz de, bize gönderilen yabancı eğitmen hakemlere sorun diye cevap veririm. Herhalde bu uluslararası kuruluşlar tutup da bizim gazeteleri veya televizyonları kapatacak değiller ya... Ya da yöneticilerimizin ağzına kilit vuracak değiller ya... Hakemlerle ilgili genel düşüncesini paylaştığım Gümüşdağ başkana bir de sorum var: “Acaba aynı masayı paylaştığınız başkan veya onların temsilcilerine de gider yapabiliyor musunuz?” Örnek mi? Bu bütün üst düzey birimlerin bir günlük toplantısına bile gelmeyen, yani başta Spor Bakanı olmak üzere kimseyi takmayan Aziz Yıldırım’a ne gibi bir siteminiz olacaktır?
Bu özel günde kürsüye çıkanların hemen hemen hepsi yabancı hakeme karşı çıktı. Sabaha kadar aynı görüşteyim. Bu konuşmalardan en büyük yarayı da yabancı hakem çığlıkları atan benim üniversiteden öğrencim olan bir genç spor gazetecisi aldı. Bakın yabancı hakem çığırtkanları; size geçmişteki yabancı hakemlerle ilgili bir kitap yazarım gözünüz, beyniniz yere düşer. Kapalıçarşı’nın ağzı dili olsa da o yabancı hakemlerin el çantası ile geldikleri ülkemizden bavullarla nasıl ülkelerini döndüklerini anlatabilse... Türk parası kabul etmeyip, dönemin döviz sıkıntısı yüzünden bazı kulüplerin ödemelerde(!) neler çektiklerini bilen, hatta gözleriyle gören bendenizle bir konuşun lütfen! Hakemimiz hata yapıyor ha! Peki, beş metre taca çıkmış, yani atletizm pistini yarılamış topu alıp kaleye sarkan bizim forvetlere arkasını dönen yabancı hakemler için acaba ne yazar, ne söylersiniz? Cruyff bir anlatsa...
Son paragraf. BTGM Tahkim Kurulu nihayet kararını verebildi. Ve de Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın Fenerbahçe’ye hükmen yenik sayılma kararını onadı. Ancak başkan ve raportör aleyhte oy kullanmışlar. Yani karar oybirliği ile değil oy çokluğu ile alınmış. Vallahi huyluyum! Acaba senaryo mu? Dedim ya bu sütunlarda taraflar çok ağırlıklı, acaba o yüzden mi bu kadar gecikildi... Hâlbuki Galatasaray’ın yerinde Giresun takımı veya Fenerbahçe’nin yerinde Uçak Sportif olsaydı karar ne kadar çabuk ve net alınırdı değil mi?
Haa bu arada Türkiye Basketbol Federasyonu, Fenerbahçe koçuna, Giresun maçındaki tutumu sebebiyle bir maç ceza vermiş. Ne güldüm bilemezsiniz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.