Ne pazardı ama!
HANGİSİNDEN başlasam ki? Önce bu garip ertelemeden isterseniz...
Türkiye’deki ekranlardan futbol yorumuna çıkanların büyük çoğunluğu, hatta yüzde doksanı diyebilirim ki, futbolu katletmek adına ciddi bir yarış içindeler. Beşiktaş- Mersin İdmanyurdu maçı bildiğiniz gibi 5. dakikada hakem Mete Kalkavan tarafından ertelendi. Kitap ne diyor peki? Saha, hava ve güvenlik koşulları maçın oynanmasına izin vermeyecek hale gelmişse, maç hakem tarafından tatil edilir. Yani oynatılmaz. Yine kitaba göre ertesi gün aynı yer ve saatte oynanır maç. Ama asıl patron federasyon gerek görmüşse maç ileri bir tarihe ertelenir. İşte bu kadar değerli okurlar.
Şimdi gelelim bizim rezalete. Neymiş efendim, bu maç nasıl oynatılmazmış? Aynı kafalar, maç oynatılıp da hakem çizgilerin kurbanı olduğunda yeri göğü inletmezler mi? Vay efendim, bu kadar modern bir statta nasıl da zemin ısıtılmazmış? Maç saati beklenirmiymiş hiç. Oysa stadın sorumlusu kulübün ikinci başkanı, zemini ısıtma sisteminin dünyanın en modern sistemi olduğunu açıkladı. Isıya göre otomatik devreye giren sistem için en alt ısı rakamı 7 imiş. Demek ki, kar başlarken ısı o derece düşmemiş.
Ancak bazı durumlar da var özür kabul etmeyen. O maçın topu sarılı kırmızılı olur mu hiç? Karlı zemindeki tek top rengi kırmızıdır. Hatta son yıllarda o toplar fosforlu da imal edilmiştir. Peki, ey federasyon, nerede o toplar? Karı temizleme aletlerinin en modernlerine sahip olduklarını açıklayan ikinci başkan, elle temizlendiğini duyunca şaşkınlık geçirdi. Sanırım bu durumu sorgulayacaktır...
Hepsini alt alta toplarsak, karar hakemindir. Ve koşulları uygun görmediği için, hem de sahadaki futbolculara da danışarak, maçı tatil etmiştir. Şimdi maç 5. dakikadan sonra bir başka tarihte oynanacaktır. Ve o maçta sadece bu tehir gününde kulüplerine lisanslı olanlar oynayabileceklerdir. Yani Beşiktaş veya Mersin’den biri yeni oyuncu alsa bile o maçta oynatamayacaktır. Bu kesin kural bir zamanlar bir federasyon tarafından hem de ikili olarak ihlal edilmiş ve bir takımın şampiyonluğu uçmuştur. Bilen bilir.
Mesele bu kadardır. Yangıncılara duyurulur! Gelelim Trabzonspor’a... Bir kulübün yeni açılan sahasına gideceksin. Yani o saha sana ne kadar yabancı ise ev sahibine de o kadar yabancıdır. Ve sen bu sahada daha beş dakika dolmadan 2-0 öne geçiyorsun. Nasıl mı? Ev sahibi fazla gaz almış ve orta alanını savunma yapmayan oyunculardan, hem de dört adetle kurmuş. Yani gel beni yen demiş. Eh, sen de kabul etmişsin sanki. Sonra mı? Ev sahibi, yani Bursaspor silkinmiş, Sercan’la bile seni sallamaya başlamış. 2-1 de olmuş maç. Sen hâlâ Trabzonspor olarak MBİA’yı stoperde oynatmaya devam ediyorsun. Sarıyı görmüş ikinciyi hazır gibi. Zaten penaltıda ikinciyi görüp atılmalıydı da, hakem idare etti. Devrede 2-2 girdiler içeri. Anlaşılan o ki, bizler ekrandan gördük ama Sadi hoca hemen burnunun dibinden görememiş ve MBİA hâlâ sahada ve aynı görevde... Eh heykel Cardosa da takımda olduktan sonra, aslında çok kaliteli olan Bursaspor’a bu dokuz kişilik takımı kolayca yıkmak kalıyordu. Öyle de oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.