Fazla gevelemeden hemen şunu belirteyim ki, Galatasaray, yeni bir 14 senelik şampiyonluk yaşamamaya mahkûm olmak üzeredir. Açık ve net yazıyorum. Hatırlarsanız bu sezonun ilk maçları oynanmadan da bu sütunlarda şunu yazmıştım: “Galatasaray’ı bu dördüncü yıldız ve kazanılan üç kupa aldatmıştır. Bu başarı çokça Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin hediyesidir. Transferler ve eldeki kadronun büyük bölümü hiç de büyük takım olmak için yeterli değildir. Hele hele Hamza kardeşle devam etmek tam bir intihar girişimidir. Kısaca Galatasaray bu sezon en iyi beşinci olur...”

Ve Osmanlıspor yenilgisi bu sezonun bittiğinin imzalanış maçıdır. Galatasaray artık tek hedef olarak ligi, o da katılma şansı bulursa, Avrupa Kupaları’ndan ikincisine katılmak olarak seçmelidir. Belki de Türkiye Kupası’nı kazanmaya yoğunlaşmalıdır. Ama yukarıda da değindiğim gibi eleman olarak gerçek büyük takım olgusuna uygun seçimler yapılmalıdır.

Denayer mi? Hadi canım siz de! Semih mi? Giderek kalite kaybediyor. Hakan Balta mı? Ne yapabilir ki başka? Muslera mı? Belli ki durumdan rahatsız ve sanki biran önce tüysem diye düşünüyor. Sabri mi? Herkesin, özellikle de futboldan anlamayanların kaka çocuğu neredeyse tek başına mücadele vermektedir. Peki, üç kupalı takımın aforoz edilen tek ismi de değil midir? Buradan da bakarsanız, Galatasaray yeni bir 14 yıllık özleme sürüklendiğini daha iyi görürsünüz. Selçuk mu? Daha fazla ne yapabilir ki? Sneijder gibi bir adam da ancak bu kadar bir devre diri kalabilir. O da mı acaba tüysem görüntüsü vermektedir? Donk mu? Eh, daha dün bir, bugün iki bile değil... Stopere de geçti. Demek ki  çok kullanışlı ama genel yapı bozuk olunca o da bozulacaktır. Sinan mı? Daha beş fırın ekmek yemesi lazım... Olcan mı? Galatasaray’da oynar mı hiç? Burak mı? Bir kere topla buluştu ve gol attı sonra sıfıra sıfır elde sıfır... Umut mu? İyi niyetli ama büyük takım için yeterli değil? Carol mu? Tam bir ikinci lig oyuncusu. Ne işi vardı Galatasaray’da? Bilal mi? Belli ki, kırgın yedekte kaldığından... Kullanılır mı? Eh, zaman zaman... Yedeklere bakın! Rodriguez falan... Ankara’ya gelmeyenleri de düşünürseniz, varın siz Galatasaray’ın büyük takım olup olmadığına karar verin. Galatasaray bu kadar alt düzeye inmişti bir kere daha da, Lucescu imdada yetişmişti.

Osmanlıspor mu? Orta alanı hem tahripkâr, hem de yapıcı. Kimsenin beğenmeyip sokağa attığı siyahi orta saha ile zıpkın gibiydi. NDiaye Galatasaray’da var mı sizce? Golleri atandan söz etmiyorum daha... Acaba hem Burak, hem de Umut’tan daha hareketli, daha değişik, çeşitli işler yapan bir siyahi mi? Yaşı 21 diyorlar ama acaba ne zaman yakalanıp nüfus kağıdı sahibi oldu bilinmez... Ankara takımının savunma göbeğindeki oyuncuları tanıyan var mı? Tek bir kafa topu vermediler diyebiliriz. Pardon; sol arkada oynayan yabancı oyuncunun Galatasaray’da bırakın benzerinin olup olmadığını, yarısı bile var mı?

Galatasaray’da Mustafa Denizli de hiç bir şey yapamaz. Zaten maddi problemler yüzünden el kol bağlı... Ama acaba şu Norveçli bu soğuk havada ki, buna en alışık oyuncusudur Galatasaray’ın, neden oynatılmaz? Bakınız şimdiden yazayım ben... En sonunda Denizli hoca kariyerinin üstüne siyah bir çelenk koyduracaktır bu gidişle... Bu defa öyle Nisan 15 falan falı da tutmaz ha... Az kalsın unutuyordum. Bir de UEFA Avrupa Ligi maçı var değil mi? “Anneeee” diye bağırasım geliyor. Sizce?