Kupa ve izleri!
TÜRKİYE Kupası nedir? Türkiye’de, lig maçlarının yanı sıra hedefte bir kupayı daha içeren resmi futbol müsabakalarının oynandığı platform. Yani özellikle de büyük firmaların peşinde koşacağı bir başka unvan işi... Ama gelin görün ki, üç büyüklerden birinin bu kupa umurunda bile değil. Zaten bu firmanın bir numarası kendi sesi ve kendi görüntüsünden bundan bir kaç yıl önce, stat zemini üzerinde, aynen şunları söylemişti: “Herkes şunu iyi bilsin ki, bizim kupada hiç bir iddiamız yoktur.” Aynı kişi bugünlerde de “Şayet kupada para arttırılmazsa biz kupaya katılmayacağız. Her türlü cezaya da razıyız...” dedi. Yine kendi sesi ve kendi görüntüsünden. Yani dedikodu, kulaktan dolma değil...
Şimdi gelelim sadede... Böylesine bir çıkıştan sonra Türkiye Futbol Federasyonu, yani ülkenin futbol patronu, hem de özel ve özerk bir yasa ile yerinde oturanların yeri, çıkıp da neden tek kelime edemez? Çünkü sözü ülkenin ikinci, ya da komşu cumhuriyetinin patronu kullanmıştır. Vallahi yerlerinden oluverirler! Çarpıcı bir yanı daha var bu meselenin. Teknik direktör Pareira, final giden yoldaki tek maçlık dönemeçte sahaya elindeki en ideal kadroyu sürdü. Hem de ligde Antalya gibi keskin bir viraj varken... Ne dersiniz acaba bize rol mü kesiliyor?
Kupayla ilgili serüvene devam edelim. Bursa valisi, Amedspor’un taraftarlarının maça girmesine gizin vermemiş. Eh, bir büyük kulübün bir numarası da hiç bir hakkı ve yetkisi yokken, böyle tezahürat yaparsa onları bir daha maç almayacağım derse... Yani vali demiş çok mu? Peki, vali doğru mu yapmış? Onu bilmem ama bundan bir süre önce Olimpiyat Stadı’nda oynanan o günkü adıyla Büyükşehir Belediyespor- Diyarbakırspor maçında, yanlış hatırlamıyorsam, 38-40 kadar taraftar sahaya dalmış ve hakem Hüseyin Göçek canını zor kurtarmıştı. Kural olarak da Dıyarbakırspor hükmen yenik sayılmıştı. Aynı kural aynı suçun iki defa işlenmesi sonunda o takımın küme düşürüleceğini yazıyordu. Ancak ne var ki eyyamcılık rekorları kıran federasyonumuz o kuraldaki iki maçı hemen dört maça çıkartarak politikacıdan çok politika gütmüştü. Hani acaba derim bizim vali de gelecek maçları hesap ederek bu dört rakamının Bursa’da başlamasına mı engel oldu? Kim bilir belki de haklı da... Öyle ya artık işlenen suçların cezasız kalması diye sanki bir yeni yasa var...
Neyse... Ben bu yazıyı yazarken henüz kuralar çekilmemişti. Merak odur ki, bu önümüzdeki çeyrek final turu çift maçlı eleminasyon usulü ile oynanacak olduğundan, Amedspor’un rakibiyle oynayacağı maçlardır. Yok yok sonuçları değil, tribünlerin kimlerle dolu olacağı, Diyarbakır’daki maçın saha dışı, tribün içi akıbeti falan... Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Başakşehirspor’dan birine düşecek Amedspor... Yani yol İstanbul yolu... Vay ki vay! Bakalım devlet hakikaten var mı? Bekleyelim ve görelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.