Ders almayan hoca!
GEÇTİĞİMİZ Perşembe akşamüstü televizyonda programım vardı. O programın sonlarına doğru Fenerbahçe’nin Kayserispor’la oynayıp 1-0 kazanarak kupada tur atladığı maçtan bir görüntü istedim ekrana gelmesi için... Görüntü, on kişi kalmış Kayserispor’un son dakikalarda 11 kişilik Fenerbahçe’yi kontra çıkıştı 6’ya 4 yakalayışını ve topun direkten döndüğü pozisyonunun başlangıç ve bitişi gösteriyordu. Ve lafımı aynen şöyle noktaladım: “Spor basını bu maçla ilgili yazdığı yazı ve ekranda yaptığı yorumlarla Fenerbahçe’yi yakmıştır. Çift santrfora dönerek 10 kişi kalmış rakibe bu pozisyonu veren Fenerbahçe, aynı şeyleri Antalya karşısında da yaparsa yanar...”
Yandı mı? Arşivciler Fenerbahçe’nin sekiz yıl sonra ilk defa dört gol yediğini söylediler, yazdılar. Şunu da ilave etmeliydiler; “Şayet Eto’o sakatlanmayıp çıkmasaydı Fenerbahçe’nin Aydınspor’dan Kadıköy’de yediği altı golün rekorunu da kırardı.”
Bu Pereira anlaşılan o ki, burnunun dikine giden ve de oyunu süzme arızası olan bir teknik adam... Bazı oyuncularına da teslim olmuş gibi... Tamam sende Eto’o gibi bir oyuncu yok. Ve de 39. dakikada bu oyuncudan bir gol yedin. Bu arada iki üç adet de karşı karşıya atılacak golden kurtuldun. İçeriye 1-0 geride girdin. Aaaa bir de baktım ki, bu ünlü(!) Pereira Ozan’ı soyunma odasında bırakıp yerine ikinci uç adamı olarak Van Persie’yi almış... İyi mi? Yani iyi top yapan, yeni oyuncularıyla adam da eksiltebilen Antalyaspor orta alanı bundan böyle Eto’o denen ustaya topları daha rahat getirecek, o da rakipten uzaklaşmayı çok iyi beceren bir forvet olarak istediği gibi atını oynatacaktı. Öyle mi oldu? Antalyaspor’un ikinci ve üçüncü gollerine bakınız. Başta Eto’o olmak üzere karşı karşıya kaçırdığı iki pozisyonu da hatırlayınız... Hatta hatta Fenerbahçe’nin yediği dördüncü gole bakınız. Rakibin stoperi, hem de sol ayaklı, 65-70 metre çıkıp, kale çizgisi üzerinden sağ ayağıyla gol yapıyor... Niye? Cevabı bizzat Pereira denen düşük kalitedeki teknik adamın kendisi veriyor. Durum 3-0 olduktan sonra santrforlardan Fernandao’yu çıkarıp yerine bir orta alan oyuncusu Diego’yu sokuyor. Bu, bu yenilginin faturasının bizzat teknik direktör tarafından imzalanışıdır. Sorum bu kadar mı? Olur mu canım! Nani ne yaptı be hoca? Volkan için çok geç kalmadın mı? İşte ekrana istediğim görüntü üzerinden eleştiri yaparken bütün spor medyası o Kayserispor galibiyetini teknik direktörün sihirli dokunuşuna bağlamıştı. Neyse, bizim yanlışlar tutkunu bazı okurlarımız var. Onlar şimdi mail yağdırırlar. Ama isterim ki, bana bu yorumlarımda haksız olduğumu kanıtlayabilsinler. Antalyaspor sadece Eto’o’ya bağlı oynayabilen bir takımdı ilk devre... Şimdi bazı yeniler takım oyununu tamamlayabiliyorlar ve de bu yıldız oyuncunun takıma katkısının daha da artmasına yardımcı oluyorlar. Danilo, Charles ve Motta gibi... Serdar Özkan da Fenerbahçe savunmasının bir kenarından dağılmasına, topu tutarak akınların başlamasına yardımcı oldu. Şayet genç Emrah kendisini biraz daha geliştirebilmiş olsaydı, tabelaya katkıda bulunurdu.
Anlı şanlı spor medyamız için bir not düşerek bitireyim... Maçın bu hale gelmesinde Kjaer’in yokluğu rol oynamış... Siz bu kafa ile yazıp, çizin, konuşun ki, Fenerbahçe elini kolunu sallaya sallaya kazanabileceği şampiyonluğu sayenizde kaybetsin! Aman ha Kayserispor maçındaki sihirli dokunuşu ile turu getiren Pereira’ya dokunmayınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.