İsraf Çılgınlığı
ANKARA Büyük Millet Meclisi 1920’de çıkarttığı “Düğünlerde Men’-i İsrafat Kanunu” ile israfı, hiç olmazsa düğünlerde önlemeye çalışmıştı. Bu kanun artık yürürlükte değil ve Türkiye ikiye ayrılmış vaziyette.
Halkın büyük kısmı sıkıntı içinde yaşarken, küçük mutlu ve putlu bir azınlık alabildiğine israf yapıyor, lüks çılgınlıkları içinde yaşıyor.
Kötü ve ahlaksız medya halkı israfa ve lükse özendiriyor.
Vatandaşın 60 bin liralık bir otomobile ihtiyacı var, gidiyor, faizli banka kredisiyle 160 bin liralığını alıyor. Çünkü otomobil onun için bir ihtiyaç olmaktan çıkmış, bir statü haline gelmiştir.
Günde dört beş milyon ekmeği çöpe atma israfını devamlı yazıyorum. Allahın aziz nimetine karşı bu ne korkunç nankörlüktür.
Cep telefonu konusundaki israfa korkunç demek pek hafif kalır.
İstanbulda çöp kamyonları israf çöplerini toplamakta zorlanıyor. Atılmaması, saklanması, tüketilmesi gereken nice maddeyi sorumsuzca ve vicdansızca çöpe atıyoruz.
Ekmek mi bayatladı, at çöpe… Yemek henüz bozulmamış ama pişireli üç gün olmuş, at çöpe… Bu kazak yepyeni duruyor, daha yenisini alacağım, at çöpe…
Okulda okuduğum yıllarda, bir ülkede fert başına ne kadar çok su tüketiliyorsa, orada medeniyetin o kadar yüksek olduğu hezeyanı anlatılırdı. Sonra anlaşıldı ki, asıl medeniyet suyun israf edilmemesi, dikkatli ve iktisatlı bir şekilde kullanılmasıymış.
En utanç verici israflardan biri, doyduktan sonra yemektir.
Ya devletin ve belediyelerin israfları… Lüks makam otomobilleri… Lüks konaklama mekanları… Lüks yemekler… Sekiz sene önce bir tanıdığım vardı, bir belediyede danışman idi… Makamına gitmiştim… Bir sürü sekreteri, bir şoförü, lüks bir makam otomobili vardı. İsraf kere israf…
Bugünkü ekonomimiz bir israf ekonomisidir ve sonunda çatır çatır çökecek, gümbür gümbür yıkılacaktır.
Halkımız mesken konusunda ölçülü değil. İlle de büyük olacak. Evin en şerefli yeri olan salon saçma sapan kitsch mobilya ile dolu. Kadın, buraya kocasını ve üniversitede okuyan oğlunu sokmuyor. Misafir gelecek, temiz dursun diye. Bu ne aptallık ve beyinsizliktir. Hür ve medenî bir insanın kedisi bile salondaki kanepe üzerinde sere serpe yatabilmelidir.
Lüks, pahalı, israflı otomobillere, meskenlere, ev eşyalarına yatırdığımız yüz milyarlarca doları sanayie, üretime yatırmış olsaydık ve biz de o çekik gözlüler gibi adam gibi çalışsaydık, Türkiye Ortadoğunun Japonyası olabilirdi.
Geçen sene resmî bir ziyafete gitmiştim. Mönüde iki ana yemek vardı: Biri biftek, ötekisi lüfer ızgara. Biri yetmez miydi?
Kanaatli ve iktisatlı olmak başkadır, cimri olmak başka. Bunun anlayamıyoruz.
Kaç sene oluyor, bir gazeteci İKEA’nin milyarlarca dolarla oynayan süper zengin sahibine sormuştu:
- Otomobiliniz biraz eski değil mi?.. Gülmüş ve şu cevabı vermişti:
- Hiç de eski sayılmaz, 15 senelik bir Volvo’dur.
Bizdeki lüks otomobil sevdalılarının güdük ve kısır akılları bu bilgeliği anlayamaz.
Müslümanlar, iman sahipleri için yazıyorum: Kur’anda israf kötüleniyor. Allah müsrifleri, israf edenleri sevmiyor. Kitabullah müsrifler için “Onlar şeytanın kardeşleridir” buyuruyor. Roma imparatorluğunun yıkılış sebeplerinden biri israf olmuştur.
Romanın azgın zenginleri ve ekabir tabakası, süslü sofralarda hayvanlar gibi yer, midelerinde yeni bir lokma için yer kalmayınca, biraz öteye gider, bir kaz tüyü ile kurcalar kusar, tekrar sofraya otururdu.
Günde milyonlarca aziz ekmeği çöpe atan Türkiye ıslah olmaz, israftan kanaate ve şükre dönmezse Romanın akıbetine uğrayabilir.
İsraf sadece yemede içmede olmaz. Zaman israfı olur… Ömür israfı olur… Meskende, yazlıkta, otomobilde, mobilyada, her şeyde israf olur…
Bilgelik sahibi vicdanlı bir insan israf etmez.
İyi bir Müslümanın, gerçek bir dindarın israf etme şansı yoktur.
Cenab-ı Hak hepimizi israf azgınlıklarından korusun.
İsraf gurura kibre yol açar… Gurur ve kibir küfre köprüdür…
11.02.2016