Bu Kafayla Tezkere!
Hani derler ya halk arasında; “Bu kafayla gidersen askere, hemen alırsın tezkere...” Bu şu demektir; “Bu kafayla hareket edersen işin sonunu getiremezsin, yarı yolda kalırsın... “
Yakıştırma Fenerbahçe teknik direktörü Pareira için... Neden mi? Açalım efendim... Sakın ola ki Van Persie’yi ilk on birde oynatmadığı için sanmayın bu girişi... Asıl tezkereyi Diego’yu çıkartıp Ozan’ı aldığı için alabilir... Asıl tezkereyi Volkan’ı çıkartıp Alper’i oyuna soktuğu için alabilir... Sousa’yı kenara çekip Van Persie’yi sahaya ittiği için alabilir... Bu değişiklikler Bursaspor’un daha rahat kapanmasına, öne doğru biraz daha yürekli çıkmasına yol açtı. Şayet Bursaspor’da Batalla yerine daha dinamik, daha yıpratıcı bir orta alan oyuncusu olsaydı, Portekizli hocanın bu intihar girişimleri cezalandırılırdı. Fenerbahçe’nin de bu süredeki en büyük şansı Bekir’in sakatlanıp çıkması idi ama Sousa’nın alınıp yerine Hollandalının girmesiyle bu fırsat da kaçtı. Çünkü dökülen Bursaspor orta sahasının bir tek adamı vardı o da Bekir idi...
Fenerbahçe oyunda tek ön adam Fernandao varken, ve de Volkan oynarken net beş gol pozisyonuna girdi. Bunların birini kaleden Osagai çıkardı, birini Volkan dışarı attı, üçünü de kaleci Harun çeldi. Sorum şu şimdi: “Van Persie oyuna girdikten sonra Fenerbahçe’nin kaç pozisyonu vardı? Fernandao’nun dışarı attığı top, Nani’nin attığı kafanın dışında... Peki, Pareira’nın tuhaf değişikliklerinden sonra Bursaspor’un önü doğru oyunu ilk yarıdakinin çok üstünde gelişti mi? Hele hele Necid çıktıktan sonra...
Bursaspor’un yedek kulübesinde 5 yabancı oturuyordu. Neden mi? Bence önce durdurmak sonra bir şeyler yapabilmeyi aramak adına... Oldu mu? Oldu da değil, olmadı da değil... İşte öyle bir şey...
Ben Van Persie-Fernandao hesabını yapmayacağım. Ekranlara dikkat kesildim, gazeteleri henüz okumadım. Ancak ne var ki, bu ülkenin spor basını, futbol yorumcusunun profili böyle kaldıkça bizden cacık bile olmaz. Ben en iyisi şöyle bitireyim: “Acaba 32 yaşındaki Van Persie’yi Manchester saldığında neden piyasada bir kapışma olmadı da, bize düştü? Hem de sadece 6 milyon avro bonservise...” Nani de Portekiz kirasından sonra piyasaya sadece 8 milyon avro bonservise düştüğünde (İkisi de Emenike’den ucuz, Sow’dan ucuz, Dembaba’nın neredeyse yarısı kadar, Burak kadar, neredeyse Ersan Gülüm kadar) neden onca büyük kulüp saldırmadı?
Bu son paragraftaki sorulara cevap bulun ki, siz de aydınlanın... Ancak ne var ki, bu yazar-çizer takımı böyle konuşup yazmaya devam ettikçe bugün için Fenerbahçe’nin 70 milyon avrosu sokağa gidecek. Yarın belki de Gomez üzerinden Beşiktaş’ın emekleri de... Şimdilik Podoslki ve Galatasaray kötü olduğundan oralara bir zarar verilemiyor. Peki, siz o kafalara son bir sorum var; Neden Fatih Terim, Galatasaray’da zaman zaman Hagi’yi dışarı aldığında aynı yorumları yapmıyordunuz? Korkudan mı acaba? Yoksa kuşak farkından mı, böyleyiz? Pardon unuttum. Allah’tan Eto’o İstanbul’a çok uzakta!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.