28 Şubat Darbesi Ve İmam Hatipler 1
Toplumdaki egemen Batıcı, seküler, laik ve jakoben bazı kesimlere göre İmam Hatip mezunlarının kendi alanları dışında yüksekokul ve fakültelere gitmeleri, Cumhuriyet rejimi ve laiklik açısından sakıncalı idi. Bu kesimlerce bu okulların varlığı bir türlü benimsenememiş, sürekli aleyhte propaganda yapılmıştı. Bunlar yetkili kurum ve kişileri bu okullara karşı aleyhte şartlandırdılar. Ve bu kurumların kapanması için çeşitli yöntemler icat ettiler. Bunlar İmam Hatip mezunlarının mezunlarının başka alanlara yönelmelerini devleti ele geçirme planı olarak nitelemişlerdir.
İşte bu tartışmaların yoğun olarak yaşandığı bir dönemde, Haziran 1996’da Necmeddin Erbakan başkanlığında 54. Hükümet kurulmuştur. Olaya biraz daha yakından bakalım mı?
Refah Partisi 1995 Genel Seçimlerinde birinci parti olmuştur. 1996 yılında, seçimlerin ardından kurulan ANAP - DYP koalisyon hükümeti (Anayol hükümeti), Refah Partisi'nin güven oylaması hakkında hukuksal inceleme yapılması için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru haklı görülerek güven oylaması geçersiz sayıldığından dağılmıştır. Bunun üzerine TBMM'de birinci parti durumunda olan Refah Partisi ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan 54. Hükümet (Refahyol hükümeti), 8 Temmuz 1996'da TBMM'de yapılan oylamada güvenoyu almayı başarmıştır.
Ancak bu hükümete karşı içerden ve dışardan çok büyük muhalefet vardır. Medya, sermaye, sendikalar, yargı, üniversite, muhalefet partileri hep askeri kışkırtıyor, onlar da sınırlarını aşarak hükümete medya aracılığı ile ders vermeye, giderek tehdit etmeye başlıyorlar. Aslında bahane irticadır. Fakat ülkede İslam lehine bir faaliyet yoktur. Aksine dindarlar daha çok sıkıştırılmaya başlanmıştır. İşte o günlerde tarihe “Post Modern Darbe” diye geçecek olan 28 Şubat 1997’de yaşandı.
Refahyol hükümetinin ve dindarların her bakımdan sıkıştırıldığı bir zamanda, yani 28 Şubat'ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. Medya zaten olayı büyütmüştü ve toplantıya büyük ilgi çekmişti. Sonuçta beklenen oldu. MGK laikliğin Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu vurguladı. 28 Şubat 1997'deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, “laiklik için yasaların uygulanması istendi, cemaat ve tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kur’an kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı” deniyordu.
Merhum Erbakan’dan İmam Hatip Liselerine darbe gelmezdi. Ama gidişat iyi değildi. Bakalım akıbet ne olacaktı…