İmam Hatiplerin Hayatımızda Yeri
Bugün gerek orta, gerekse lise kısımlarıyla İmam Hatip Okulları hem dini öğretimimiz, dini hayatımız için hem de Milli Eğitim sistemimiz için büyük bir öneme haizdir. İmam Hatiplerin sosyal-kültürel hayatımıza katkılarını biraz daha açarak ifade etmek gerekirse;
Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin kahir ekseriyeti İmam Hatip Lisesi kökenlidir ve Başkanlık bu personelle insanlarımıza din hizmeti sunmaktadır.
2010 yılında öğretime açık 8707 Kuran Kursunda 9567 hanım, 1153 erkek olmak üzere toplam 10720 öğreticinin tamamına yakını İmam Hatip Lisesi çıkışlı olduğu için ülkemizdeki Kuran öğretiminin temelinde bu okulların mezunları vardır.
İmam Hatip Lisesi’nde yaptırılmakta olan din eğitimi ve öğretimi yine bu okulların mezunlarınca yürütülmektedir.
Örgün din eğitimi ve öğretimi veren okullarda Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersi veren öğretmenlerimizin tamamına yakını İmam Hatip Lisesi mezunudur.
2011 yılı itibariyle ömrü 60 yılı bulan İmam Hatip Lisesi’nin mezunları dini, kültürel ve ilmi hizmetlerde bulunmuşlar ve değerli eserler ortaya koymuşlardır. Mezunları edebiyatta, sanatta, sporda, siyasette ve bilimde son derece önemli ve kalıcı eserler vermişlerdir. Ferdi olarak ortaya konulan eserlerin yanında, İslam Ansiklopedisi gibi son derece kıymetli, ciddi ve orijinal bir eserin kolektif olarak ortaya konulması da imam hatip neslinin adeta bir şaheseri olmuştur.
İmam Hatiplerin gözle görülmeyen ama belki de en önemli olan başka hizmetleri ise memleketimize yeni fikirlerin gelmesine, yeni bakış açılarının doğmasına sebep olmalarıdır. Onlar sade vatandaştan, devletin en üst kademesindeki yetkililerine kadar herkesi dini, ilmi, milli, eğitimsel, sosyal, kültürel ve siyasi konulara yeni bir gözle bakabilmelerine, olayları ve gelişmeleri farklı bir bakış açısıyla değerlendirebilmelerine sebep olmuşlardır.
Bütün bunların üzerinde İmam Hatipler devlet millet kaynaşmasında önemli rol oynamış, birlik ve beraberliğimizin teminatı haline gelmişlerdir.
Bülent Ecevit’in beşinci defa kurduğu hükümet döneminde YÖK tarafından alınan bir kararla meslek lisesi mezunlarının önündeki engel biraz daha yükseltilmiştir. 2003 yılı üniversitelere giriş sınavında Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) belirlenmesinde genel lise öğrencilerinin puanları 0.8, meslek liseleri mezunlarının 0.3 ile çarpımı esas alındı. Bu uygulama ile arada 50 puanlık bir fark meydana getirildi. Netice olarak o yıl yapılan 1,5 milyon öğrencinin katıldığı üniversiteye giriş sınavında AİHL mezunu bir öğrenci Türkiye 21.si olduğu halde istediği bölüme girememiştir. Bu yüzden evvelce 601.000 olan öğrenci sayısı 28 Şubat sürecinde 65.000’e kadar düşmüştür. (http://www.imamhatipokullari.org/tarihce.html)