Az Antalya Çok Sivas!
SIRAYLA gidelim istersiniz... Antalya’dan Galatasaray dört gol yiyerek çıktı. Peki ya atan? Antalyaspor’da Eto’o gibi yaşına rağmen sanki kırk yıllık Antalyalı gibi oynayan bir yıldız var... Diğer siyahilerden de Galatasaray’da benzeri yok... Yerlilerde de Antalyaspor Galatasaray’a oranla sanki biraz daha önde gibi... Eh hal böyle olunca da ortaya öyle bir skor çıkıyor doğal olarak... Haaa Galatasaray’ın ligde her hangi bir hedefi kalmadı ama kupada sona doğru giderken bu moral ve bu kadro ile ne yapacağını kestirmek mümkün mü? O halde bu maçın teknik analizine pek girmeden noktayı koyalım mı? Galatasaray’ın bu kadrosu, açık ve net söylüyorum ve hatta iddia ediyorum, önümüzdeki sezon en az beş kaliteli oyuncu ile takviye görmezse, küme düşmeye oynar. Bu cümleyi not ediniz lütfen... Daha 2016’nın Nisan ayırdayız. Bendeniz de daha bugünlerden bu raporu veriyorum... Antalyaspor ise biraz daha organize oynayabilirse daha da iyi sonuçlar alabilir. Zaman zaman yazlık bahçe gibi olduğundan kolay götürebileceği maçları veriyor...
Şimdi Sivas’a taşınalım... Beşiktaş için şampiyonluğa giden yoldaki en zorlu virajlardan biriydi bu maç. Sivasspor’un küme düşme tehlikesinin tam göbeğinde oluşu bu maça daha bir anlam yüklemişti. Üstüne üstelik kafayı değiştirmiş, artık takım oyuncusu olmaya gayret eden Quaresma da yoktu. Üstüne üstelik altı adet sarı sınırında oyuncular vardı.
Ve Sivasspor maçın ilk yarısının neredeyse tamamını kendi sahasında topun arkasına kümelenerek oyun alanını daraltıp oynadı. Mesut Bakkal böylece Beşiktaş’ın en ciddi özelliği olan öne doğru çabuk ve bol, teknik gösterisi pasla çıkışını önlemeye çalışmıştı. Başarılı da oldu Sivasspor... Bir kaç üfürük tehlike hariç. Buna karşılık Beşiktaş’ın yine bir B planı yok gözüküyordu. Bazı oyuncular vardır, onlar oynamadan takım oynayamaz. Hem psikoloji açıdan olumsuz etkilenirler, hem de organizasyon açısından... İşte Cicinho 36. dakikada ağır biçimde sakatlanınca Sivassapor’un resmen keyfi kaçtı. Sanki kolu kanadı kırılmıştı. Bu arada iki stoperin bir hava topunda çarpışarak kafalarından sakatlanmaları da tuzu biberi oldu. Böylece defansın bütün dengesi bozulmuş, yerleşimlerde aksaklık diz boyuna çıkmıştı.
İşte kinci yarıya çıkılırken Beşiktaş’ın eline böylesine büyük bir avantaj geçiyordu. Öndeki Olcay, Kerim ve artık kademeleri zayıflamış Gomez rahat edeceklerdi. Öyle de oldu. 58. dakikada Kerim’in savunma arkasına kepçelediği topu Gomez de aynı güzellikle içeriye kepçeledi. Bu pozisyonda kenara geçen Sivassporlu siyahi oyuncu ofsaydı bozarak büyük pay sahibi oldu. Şaştığım odur ki, Kerim tam kendine göre oyun bulmuşken kenara alınıp büyük maç eksiği olan Gökhan Töre içeri atıldı. Ama bir kere Sivas’ın savunma dengesi bozulmuştu ya, bir de İbrahim gibi deneyimli bir oyuncu penaltı yapmaz mı? Oğuzhan da golü yaptı. Sonra Gomez-Cenk değişikliği her şeyden önce sarı kart tehlikesi nedeniyle yapılırken doğru bir adım atılıyordu. Necip’in 82. dakikadaki girişi de artık bütün savunma tedbirlerinden soyunup hücuma giden Sivasspor’a karşı bir önlem ve de yine Oğuzhan’ın cezaya yakalanmaması için doğru oluyordu. Bu arada Sivas’ta neredeyse tek başına Beşiktaş için tehlike olan bir Burhan vardı. Nitekim bir de gol attırdı bitime bir dakika kala...
Sonuçta Beşiktaş mutlu sona doğru giderken en zor virajlardan birini kazasız belasız atlattı. 2-1 mi? Beşiktaş’ın averaj ile uzaktan yakından ilgisi kalmamıştı ki zaten...
Sonrası mı? Bekleyip göreceğiz. Ama daha kesin bir şey söylemek ben bu yazıyı yazarken saat pazar günü 12.00’yi gösterdiğinden mümkün değildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.