Yavuz Dağ

Yavuz Dağ

Köylüye tohum satışı yasağı!

Köylüye tohum satışı yasağı!

Ülkemizin yetiştirdiği efsane eğitimcilerden Mehmet Kaplan eserlerinde sık sık, ““Aslanın vücudu, yediği hayvanlardan oluşur.” ifadesine vurgu yapar.

Kaplan’ın bu ifadesinin altında derin, hassas, ince anlamlar yatar. Her ne kadar Kaplan, bu ifadeyi dil bilimi ve eğitim için aktarsa da biz buna beslenmeye dair biyolojik, fiziki anlamlar da yükleyebiliriz.

Malum zamanımızda beslenme ve tarım büyük önem taşıyor. Öyle ki ilerleyen yıllarda savaşların, tarım ve su alanında verileceğine dair güçlü analizler yapılıyor.

Sözü daha fazla uzatmadan asıl meselemize dönelim.

Türkiye üretimin bel kemiğini oluşturan tohumculukta ne aşamada?

Tohumun ne kadarını Türkiye’de üretiyoruz. Ülkemizde üretilen tohumlar ne kadar güvenli?

Bu sorulara cevap aramaya çalışalım…

Son veriler henüz yayınlanmadı.

Ama 2013’te yayınlanan veriler tehlike çanlarını göstermesi açısından yeterli.

Tohumların yüzde 18’si Fransa’dan, yüzde 9’u ABD’den, yüzde 8’i İtalya’dan, yüzde 8’i Çin’den, yüzde 7’si İsrail’den, yüzde 6’sı Peru’dan geliyor.

İsrail’den daha çok domates tohumu alıyoruz. Türkiye’nin ithal ettiği domates tohumunun yüzde 22’si İsrail’den geliyor. Yani İsrail, sebzeler içerisinde en çok tükettiğimiz domates tohumluğu ithalatımızda birinci sırada.

Peki Türkiye gibi bir tarım ülkesi neden hala tohum ithalatı yapıyor?

Nedeni basit.

Batı yüzünden. Her şeyi Batı’ya bağlamak ne kadar doğru diyeceksiniz?

Anlatalım o zaman.

Biliyorsunuz yarım asırdır bizi AB’a alsınlar diye çırpınıp duruyoruz. Onlar da bu fırsatı değerlendirip bize bir takım dayatmalarda bulunuyorlar.

Ocak 2004'te çıkartılan 5042 sayılı 'Islahatçı Haklarının Korunması Kanunu' ile birlikte 3 binden fazlası endemik olmak üzere 11 bin çeşit bitki türünü barındıran Anadolu toprakları bu yasayla birlikte devlet eliyle çok uluslu tohumculuk şirketlerine peşkeş çekildi.

Yetmedi, Ekim 2006'da yasalaşan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ile tohum ıslahı yapan şirketlerin hakları düzenlenerek devlet eliyle ıslahçı şirketlere pazar üretildi. Köylünün tohumluk satması resmen yasaklandı. 

Yani tohum yasaları ile küresel emperyalist şirketlere alan açılırken yerli üreticinin önüne aşamayacağı engeller konulmuş oldu.

Yukarıda verdiğim oranlara da aldanmayın. Çünkü güçlü yabancı tohum üreticileri ya geldi, Türkiye’ye şirket kurdu veyahut ülkemizdeki küçük üreticiye ortak oldu. Şirketin adı yerli fakat arkasındaki sahibi yabancı.

Kanımca Tarım Bakanımız Faruk Çelik’in üzerinde en hassas durması gereken konulardan birisi de yerli tohumculuktur.

Yabancı kelimelerle dilimizi, dinler arası diyalog safsatası ile dinimizi nasıl bozmak istiyorlarsa, yabancı tohumlarla da bünyemizi öyle bozmak istiyorlar.

Aman dikkat! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Yavuz Dağ Arşivi