Henüz Paralel Yapı’yı tam anlamıyla defedebilmiş, 150 milyar dolarlık finans yapısını analiz edebilmiş değiliz.

Paralel Yapı bu kadar nasıl büyüdü, böyle bir bütçeye ne zaman ulaştı? Himmet toplayarak mı? Yağmaladıkları yerüstü zenginliklerimizden mi, yoksa yeraltı kaynaklarımızdan mı?  Gayri Safi Milli Hasılası 54 milyar Dolar olan Bulgaristan gibi ülkelerin 3, Arnavutluk, Gürcistan, Makedonya gibi ülkelerin 10 katı bütçeye hangi ara, nasıl ulaştılar? Hala bu sorulara tatmin edici cevaplar bulunabilmiş değil. Kamuoyu bu soruların cevabını ararken karşımıza eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı’nın şikayetiyle yeni bir tablo daha çıktı. Hanefi Avcı’nın iddiasına göre, Emniyet ve İstihbaratta Paralel Yapı’dan boşaltılan kadrolara “Milli Damarcılar” adı verilen yeni bir örgüt elemanları doldurmuştu. Meğer örgütün bir lideri ciddi oranda bir sermayesi ve kamuoyu tarafından da bilinen çok sayıda mensupları varmış. Bence Türkiye’deki illegal yapılanmaları ilk haber veren ve hayatında da bunun bedelini tam üç defa ağır biçimde ödeyen Hanefi Avcı’nın iddialarının üzerinde ciddiyetle durulmalı, meselenin üzerine büyük bir titizlikle gidilmeli. Benim bildiğim Hanefi Avcı, asla yaş tahtaya basmaz. Kaynaksız, delilsiz, mesnetsiz konuşmaz. İlerleyen günlerde ayrıntılar daha net biçimde ortaya çıkacaktır ama Hanefi beyin, “Kayyum atanan şirketlerden söz konusu yapıya kaynak aktarılıyor” tespiti çok vahim. Eğer doğruysa vay bu ülkenin haline!

Peki kimin kardeşim bu peşkeş çekilen kaynaklar?

Paralel Yapı’nın mı? Daha düne kadar açlıktan nefesi kokan Fetullah Gülen’in mi? Zinhar değil.

Paralel Yapı ile mücadele başlatıldığında bir hayli ümitlenmiştim ülkem adına. Yağmaladıkları kaynaklar tekrar alınıp bu ülkenin gerçek sahibi Anadolu insanına kazandırılacak diye. Meğer boşuna ümitlenmişim. Şimdi de başka bir “Paralel Yapı” çıkmış ve kaynakları onlar yağmalıyormuş. Yüce Devlet’in en kritik noktalarını onlar işgal ediyormuş.

Yazık!

Bu ülke ne zaman çetelerden arındırılıp gerçek bir devlet hüviyetine büründürülecek Allah aşkına?

Düşünebiliyor musunuz Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de bir çete Paralel Devlet kuracak, illegal yapı oluşturacak! Öyle mi? Açık söyleyelim. Oyarlar adamı! Hiç kimse teşebbüs dahi edemez, aklının ucundan dahi geçiremez.

Ama ne hikmetse bizde sabah erken kalkan devleti ele geçirmeye çalışıyor. Çeteler, klikler, hizipler gırla gidiyor. Yağmalayan yağmalayana…

Peki bu fakir milletin hakkını, hukukunu kim savunacak? Ben bir vatandaş olarak soruyorum: Niye müsaade ediliyor kardeşim bu yapılara? Bu cesareti nereden veya kimden alıyorlar? Neden hiçbir hukuki boşluk bırakmayacak biçimde caydırıcı yasalar yapılmıyor? İstismar edilen bu milletin suçu günahı ne? Daha ne kadar devam edecek bu paralel yapılar? Milli istihbaratımız ne yapıyor? Devletimizi koruması gereken organlar nerede?

İvedilikle bu sorulara cevap bulunması gerekiyor. Aksi halde, gidişat gösteriyor ki; ya devlet başa, ya kuzgun leşe!..