Bizimkilerin dertleri anlaşıldı!
Sözde şarkı yarışması…
Yarışmacı kız şarkısını bitiriyor. Alkışlar arasında rejinin sesi yükseliyor: "Kadraja memeleri alalım! Hocam memeleri alalım"
Para ümidiyle sahnede yer alan kızcağız utanıyor. Başını öne eğiyor. Göğsünü elleriyle kapatmaya çalışıyor ama nafile. Olan oluyor bir kere. Canlı yayında milyonlar reji yönlendirmesiyle namahreme fokslanıyor. Özgül Yaman Soyuak, yerin dibine dahi geçse çaresi yok.
Namus lekeleniyor.
Mozaikli biçimde habervaktim.com’da izlediğimde beynimden vurulmuşa dönüyorum.
Hey gidi günler hey!
“Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli!”
Nerede kaldı bu anlayış?
Bunun için mi yıllarca bedel ödedik?
Ancak şifreli kanallarda yayınlanabilen böylesi rezilliklerin Batı’da dahi ağır yaptırımları var.
Varsa bir suç, günah; Acun Ilıcalı’nın mı, yoksa ona bu yolu açanların mı?
90’lı yıllarda Refah Partisi’nin bütün organizasyonlarına imkanlarımızı sonuna kadar zorlayıp katkı sağlamaya çalışır, “Refah gelecek zulüm bitecek” diye sloganlar atardık.
Bugünle mukayese dahi edilemeycek o dönemdeki ahlaki yozlaşmaya bile tahammül edemez “Önce ahlak ve maneviyat” ilkesini parti programının en tepesine yerleştiren Erbakan hocamızın veya talebelerinin iktidara gelmesi hayaliyle teselli olurduk.
Muhasebe yapıyorum şimdi.
Kahrolmamak elde mi?
Heyhaat! Zulüm olarak addettiğimiz o günleri mumla arar olduk.
Düşünebiliyor musunuz?
Refah-Yol iktidarından bir önceki DYP-CHP koalisyonu döneminde böylesi bir rezillik sahnelense ne olurdu?
Veyahut Refah-Yol yıkıldıktan sonraki ANAP-DSP hükümetlerinde bir kereciğine de olsa şimdiki rezilliklerin binde biri sergilenseydi!
Hepimiz meydanlara inip yeri göğü inletmez miydik?
Medyamız, köşe yazarlarımız milyon kere, evire çevire bu konuyu günlerce işlemez miydi?
Şimdi bize ne oldu böyle Allah aşkına?
Dünün haramları bugün mubah mı oldu? Günahı, sevap; şerleri, hayır mı eyledik?
Yozlaşma, ahlaksızlık diz boyu.
İffet ve namus konusunda hassas insanlar ekranları açamaz, sokağa çıkamaz oldu!
Yazık değil mi?
Kim itiraz edebilir yukarıda sözünü ettiğim ahlaksızlıkların bir daha sergilenememesi için en ağır yaptırımların getirilmesine?
Açık söyleyeyim…
Türkiye’de şu sıralar en çok ihmal edilen, ötelenen, umursanmayan alan: Ahlak ve maneviyat.
Şahsi çıkar ve menfaatleri milim zedelenince kıyametleri kopartanlar; nefislerine zerre kadar dokununca kinlerinden kap kara kesilenler; Soyuaklar’ın namusları ayaklar altına alındığında neden kıllarını dahi kıpırdatmıyor?
Bizimkilerin dertleri anlaşıldı…
Makam, mansıp, şöhret, para, para, para…
Bunlar varsa her şey tamam. Yoksa her şey eksik!
Bizim dünün mücahitleri, bugün bu kadar para dinli olursa; Acun Ilıcalı gibi hedonistler ne yapmaz ki?
Allah hepimize şuur ve basiret nasip etsin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.