AVRUPA’NIN futbol, Dünya’nın basketbol en üst kuruluşlarından ülkemizin kulüplerine bir kaç gündür ceza yağıyor. Bu ne demek? Şu demek; siz kendi milli federasyonlarınızda ciddi, tarafsız ve ilkeli davranırsanız, bu yabancı tokatlarını yemeyiz. Ama bunlara ilişmeyi neredeyse bir korkaklık gösterisi gibi sergilerseniz olan olur.

Hatırlarsanız Beşiktaş bir yıl men edilmişti Avrupa Kupalarından... Galatasaray’ın de ensesinde boza pişirdiler ve o da şimdilik bir yıl men cezası yedi. Trabzonspor’un etrafında ne zamandır korku dolaşıyor. Fenerbahçe malum 3 Temmuz meselesinden üç sene Avrupa haritası üzerine çıkamadı.

Peki, bununla mı kaldı Avrupalı? Hayır! Fenerbahçe ve Trabzonspor, yanlış hatırlamıyorsam, bir üç senelik veya dört senelik ölçülü transfer yapma şartı konuldu. Bu arada kadrolarını da UEFA’nın belirttiği sayılarda tutacaklar. Yani saldım çayıra gibi transfer hovardalığı bitti. Bütçenizi ona göre ayarlayacaksınız. Kazandığınızdan on misli, yüz misli harcamayacak, sadece UEFA’nın şart koyduğu biçimde zarar edebileceksiniz.

UEFA balyozu kafamıza inmişken, bir de FİBA sopası çıkmaz mı? Yani uluslararası basketbol federasyonu... Bu defa onlar da Fenerbahçe ile Galatasaray Kadın Basketbol branşlarına transfer yasağı getirdiler. Ülkemizi bu Avrupa’nın bir numaralı kupasında temsil eden bu ezeli rakip bu sezon eldekiyle yetinecek. Hatta belki de azaltmaya da gidecek. Oysa bunlardan biri, o ki Galatasaray, bu bir numaralı kupayı kazanmış bir takım... Fenerbahçe de aynı kupada final-four oynama alışkanlığını elde etmiş bir ekip... Sanırım Turgay Demirel’in başkanı olduğu bu kuruluş bizim vatandaşa şu soruyu sordu: “Acaba sizin bu iki kulübünüzün  gelirleri nedir ki, böylesine pahalı bir ekip kurabiliyorlar?” Tabii Turgay Demirel ne cevap verdi bilmiyorum ama yutkunmakta zorluk çekmiştir. Eh, Harun Erdenay daha dün başkan oldu. Aynı Turgay Bey, “hooop” deseydi, bu balyoz kafamıza inmezdi.

Devam edelim... Yarın basketbol milli takımımız resmi oyunlar için parkeye çıkacak. Bakacağız o takıma, acaba kimlerden oluşacak... Acaba takımlarımda koca sezon ortalama beş dakika bile alamayanlar bulunacak mı? Ne yapacak ki Ergin Ataman? Veya birilerinin uygun görmemesi hali devam ederse kim gelecekse? Çıkıp kendisi oynayacak değil ya... Ben olsam Turgay Demirel veya Harun’u çağırırım oyuncu olarak... “Bu 5+-1 beni oyuncusuz bıraktı. Çıkın siz oynayın” derim... Tıpkı yarınlarda, hem de çok kısa bir zaman sonra, futboldaki milli takımın düşeceği durum gibi... Bakın bakalım Fatih hocam ve TFF başkanı; Milli Takım iskeletini oluşturan büyüklerde kaç tane yerli stoper var? Asıl yeri sol bek olan Hakan Balta da olmasa yandınız.

Biz kelleci değiliz. Yabancı sporcuya hayır da demiyoruz. Ama bunun bil ölçüsü, ülke yapısına uygunluğu olmalıdır... Yani şimdilerde tektir ile uslanmadığımızdan köteği yedik sayılır. Umarım bu kadarla kalır! Pardon unutmadan; ihracı olmayan bir ülke devamlı ithalat yaparsa ne olur?