Giderayak!
SLOVENYA’YI deplasmanda yendik. Tamam... Bir büyük futbol turnuvasına giderken bir hazırlık maçı kazanmak moral açısından önem taşır. Ayrıca seçilmiş rakip doğruysa ki, öyledir, gelecekteki resmi oyunun taktik, oyuncu yerleşim, değişim, strateji değiştirme gibi özelliklerin de ne kadarını yapabilmeniz açısından ciddiyet yüklüdür.
Skora göre, oyuncu değişim ve savunma-hücum aksiyonlarının doğru seçimi gibi...
Buradan bakınca Terim hocanın Marsilya yoluna daha bir umutla çıkacağını söyleyebilirim. Ancak bazı önemli tespitlerimin de olduğunu vurgulayayım. Çünkü yarın Fransa’da oyuncu değişimi sadece üç adet olabilecek... Yani hassas olunmak zorundasınızdır.
İlk yarıdaki tertibimizin işlemeyen başlıca yeri ön kanatları idi. Arda ve Çalhanoglu’ndan kurulu bu yerler, çabuk hücuma çıkmamızı, dolayısıyla da önde fazla adamla birikmemizi engelledi. Çünkü aslına bakarsanız bu iki oyuncu da kenar oyuncu değiller. Bu ciddi eksiği ikinci yarıda Volkan Şen ve Emre Mor’la fazlasıyla kapattık. Maçı alın yeniden izleyin, bu çok çarpıcı farklılıkları öreceksiniz. Haaa çok fazla gol mü attık? Hayır ama rakibin attığımız golden sonra üzerimize fazla adamla gelip tehlikeler sunmasına izin vermemiş olduk. İki oyuncumuzun da çabuk çıkışları ve kolay adam geçmeleri Slovenya takımına el freni çekme zorunluluğunu getirdi. Dolayısıyla da bir yarım ceza alanı üzerimizde cirit atmaları son buldu.
Rakibimizin özellikle ilk yarıdaki kanat akınlarında topla çok oynaması, fazla pas yapması tandemimiz için hayli yararlı oldu. Yerleşme zamanı bulduk, Selçuk veya önden gelenlerin de kademelere girmesine çanak tuttu bu yanlışları. Demek ki turnuvada daha ciddi rakiplerle oynayacağımızı dikkat alırsak, rakiplerin kanat akınlarında oyalayıcı olmamız gerekiyor. Bu da ancak arka beklerimizin öndekilerden zamanında ve çabuk yardım almalarına bağlıdır. Bunu ilk yarıda Arda ve Çalhanoğlu yüzünden pek yapamadık.
Şöyle bir oyuncu kullanımına göz atalım. Acaba Cenk Tosun’u bu maça getirmeyi mi unuttuk? Burak’a 90 dakika yüklenmek doğru muydu Terim hocam? Hani Caner’i 70’lerde alıyorsun da Burak neden bu kadar yıpratıldı? Bir de orta alandan oyuncu alınırken yerlerine konacaklarda daha seçici ve daha etkileyici olmak gerekmez mi?
Maçın hakemi ile ilgili de yazayım. İtalya’dan bir isim... Maçta bir ara saymaktan yoruldum en az 20 faulü es geçti. Bence iki de penaltı var. Biri bize, diğeri onlara... Dua etsin de bir kaç futbolcu sedye ile sahayı terk etmek zorunda kalmadı.
Son bölüm... Volkan Babacan dün de o formayı çoktan hak ettiğini gösterdi. Kaçaklara prim tanıyan zihniyet bir kere daha mahcup oldu sanırım. Tabii ki öyle bir hisleri varsa...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.