"Yarım Hoca"nın rant fetvası
Soru: Sadece 21 ayda değerini 44 defa katlayan yatırım türü nedir?Cevap: Olsa olsa imar spekülasyonuna uğrayan arsadan elde edilen ranttır.
Soru: Rant nedir peki hocam?
Cevap: Gayrımenkulden, yani arsa, bina gibi taşınmayan değerlerin gelirine rant denir. Meselâ dağda bayırda, kıyıda köşede milyonlarca seneden beri "tabii değeri"nde hiçbir kımıltı olmaksızın duragelen bir arsa, emek verilmeksizin günün birinde, tabii değeriyle kıyaslanmayacak ölçüde değerlenirse, aradaki değer farkı rant diye tabir edilir.
Soru: Rant geliri meşrû mudur peki?
Cevap: Teorik bakımdan meşrûdur, bizim hukuk mevzuatına göre kanunen mahzuru yok; elbette usûle uygun şekilde vergilendirilmesi kaydıyla.
Soru: Peki hocam, rant geliri dinen helâl midir?
Cevap: Benim hocalığım, bu gibi "ince" işlerin ayrıntılarına nüfuz edemeyecek derecede kaba-saba seviyededir, fakat madem sual ettiniz, bildiğim kadarını ifade edeyim. Yukardaki tarife nazaran rant geliri helâl görünüyor, fakat Rize ulemâsından Necati Hoca'nın Çay TV'de Ramazan geceleri boyunca sürdürdüğü "Necati Hoca cevap veriyor" programlarında sıkça tekrar ettiği "tekva" [doğrusu takvâ] ölçüsüne göre vaziyet karışıktır.
Soru: Nasıl oluyor yani hocam? Dinin helâl kıldığı bir şeyi, sonradan bazı mülahazalarla "şüpheli" hâle getirmek, en hafif tâbirle kendini bilmezlik sayılmaz mı?
Cevap: Aynen öyledir, fakat müsaade buyrunuz izah edeyim. Diyelim ki bir belediye başkanı ve eşi bundan 23 sene önce, civarında artı değere mevzu olacak hiçbir bina, kamu yatırımı vesaire olmayan bir yerden 11 dönüm arsa satın alıyor.
Soru: Ee, ne var bunda; çoğumuzun vardır böyle yatırımı!
Cevap: Bundan ibaret değil ki; nitekim 2007'ye kadar bu 11 dönüm arsa için öngörülen inşaat alanı miktarı 27 bin m²'dir. Burada arsa ile inşaat alanı sizi yanıltmasın; 100 metrelik bir arsaya on kat inşaat izni verirseniz inşaat alanı bin m²'ye çıkar. 2007'de bu başkanının belediyesi bir karar alarak bu arsanın inşaat alanını 82 bin m²'ye yükseltiyor. Bunun üzerine Mimarlar odası, "bu işte karışıklık var" diye itirazda bulunuyor. Dava sürerken aynı belediye meclisi arsanın imar durumunu değiştirerek kurulacak binaların temel alanını % 40'tan 60'a yükseltmiyor mu? Ortalık bir daha karışıyor fakat tam da o günlerde ilgili bakanlık, tek maddelik bir yönetmelik değişikliği ile belediye meclisinin yaptığı işlemi mevzuata uydurup "kanuni ve meşru" hale getiriyor.
Soru: Ne olmuş yani, Türkiye'de arsasının değeri şöyle veya böyle artan tek arsa sahibi bu başkan mıdır? Rant rant deyip durduğun bu mu hocam?
Cevap: Evet, işte budur; çünkü hikayesini özetlediğimiz arsanın değeri bugün, tapu kayıtlarında beyan edilen meblağa göre tam 44 kat artmış bulunuyor. Aradaki fark helâl mi, değil mi, benim fıkhî bilgim o kadar derine gitmez.
Soru: Evet, durum kanuna uygun görünüyor, yani meşrû; dinen de helâl olması lâzım?
Cevap: Nasıl yani, hani bunun emeği?
Soru: Adam vaktiyle geleceği kestirip yatırım yapmış hocam, yani bir risk üstenmiş. Ardından işin peşini bırakmayıp yatırımının değerini yükseltecek teşebbüslerde de bulunmuş. Böylece işin içine emek faktörü de giriyor. Çalmamış çırpmamış, kimsenin hakkını yememiş! Tam tersine ekonomik büyümeye katkı sunacak bir teşebbüste bulunmuş. Bu rant düşmanlığını doğrusu anlamadım hocam; seninki biraz servet düşmanlığı oluyor galiba!
Cevap: Galiba haklısın; yarım tabib candan, yarım hoca imandan eder diye boşuna söylememişler. Sustum, sustum...